Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Uzak Doğu'dan elektronika I
En doğuda, Japonya olarak bildiğimiz takım adalarda, kızıl güneşin ısıttığı topraklarda hayal gücünün ve yaratıcılığın sınırları zorlanıyor. Burada teknoloji bir rutin, sanat daha önce denenmemiş yeni boyutlar kazanıyor, müzik insanlara farklı hikayeler fısıldıyor ve güneş batıdakinden daha farklı görünüyor...

2. Dünya savaşından ağır bir yenilgi ile ayrılan Japonya, gerçekleştirdiği sanayi devriminin yardımıyla yaralarını çabuk sarmayı başarmakla kalmadı, aynı zamanda dünyanın en önemli ve söz sahibi ülkelerinden biri oldu. Savaş sonrasındaki yeniden yapılanma ihtiyacı Japonya'da modern mimarinin gelişmesini ve bugünkü halini almasını sağladı. Özellikle 1960'lı yılların sonunda ekonominin güçlenmesiyle Japon medya ve basın-yayın sektöründe hızlı bir gelişme yaşandı. Günlük basılan gazetelerin toplam tirajı günümüzde 5 milyonu geçmektedir.

Bu sayı bize Japon halkının bilincini ve okuma, öğrenme ihtiyacını açıkça göstermektedir. Sanat, Japonya'da 12. yüzyılda ilk misyonerlerin adalara gelmesinden bu yana geçen dönemde kendini sürekli yenilemiş ve asla eskisi gibi olmamıştır. Kendini yeniliklere kapatmış, batı etkilerini ve öğretilerini yok saymış olduğu dönemler olsa da sonuçta batıdan çokça etkilenmiş ve bu çizgide eserler üretmeyi seçmiştir. Batı etkisine muhalefet eden sanatçıların başlattığı "somut akım" olan Gauti ise ilerde Japonya'nın kavramsal ve modern pop-art sanatının bu günkü şeklini almasını sağlamıştır.

Geçmişi MÖ 6. yüzyıllara kadar dayanan çizim tekniklerinin geliştirilmesiyle oluşturulan ve daha sonra Japonya'dan tüm dünyaya bir hastalıkmışçasına yayılan içinde seks ögelerinin sıkça geçtiği 'anime'ler, macera ve bilim kurgunun yönettiği 'manga'lar ve bütün çocukların beğenisini kazanan çizgi filmler Japon insanının geniş hayal gücü yetisinin ve yüksek potansiyele sahip yaratıcılığının en açık örneğidir.

Japonya, yüksek teknolojisi, hayranlık ve ilgi duyulan dini-felsefi öğretileri, kendine özgü sosyolojik yapısı, ilgi çeken örf ve adetleri ile her zaman batının ilgi odağı ve esin kaynağı olmuştur. Batı ile gerçekleşen etkileşimlerden doğan ilginç ve özgün yapıtlar Japonların dünya sanatında her zaman ön saflarda yer bulmasını sağlamıştır. Bizim üzerinde duracağımız asıl nokta ise Japonya'nın elektronik müziğe kazandırmış olduğu sanatçılar ve yapıtlarıdır. Gelin hep birlikte Japon dans-elektronik müzik faunasını ve bu fauna içinde yer alan önemli sanatçıları inceleyelim.

Cornelius

Hiç kuşkusuz Japon indie akımının öncülerinden, 90'ların indie-rock ve yeni millenium'un elektronik prodüksiyonlarının önünü açan yegane insan Keigo Oyamada'dır. Başarılı grup Pizzicato Five'ın kurucularından olan Oyamada, Kiss ve Black Sabbath'tan etkilenerek, gitar artisti olarak başladığı müzik hayatında kendi label'i olan Trattoria'dan çıkardığı ilk EP, 'Holydays in the Sun', ile geniş kitlelerle buluşma fırstatı buldu. Daha sonra yine Trattoria'dan çıkardığı '69/96' LP'si ve '69/96' parçalarının remikslerinden oluşan '69/96 Remixes' LP'si ile ulusal bir gençlik idolü haline dönüştü. Biraz daha ticari ve yaratıcı olan 'Fantasma' LP'si ise 1997'de Matador etiketi altında Amerika'da da yayınlanarak sanatçının satış grafiğini büyük ölçüde arttırdı ve etkileyici bir hayran kitlesine sahip olmasını sağladı.

Pizzicato Five

Tokyo Kitsch-pop'unun yeniden yaratıcıları ve Japon alternatif dans müziği sahnesi baş oyuncuları olan Shibuya-Kei çekirdek ikilisi Yasuharu Konishi ve Nomiya Maki'den oluşan Pizzicato Five çoğu zaman 5 kişi halinde kalamayıp ayrılıklar yaşasa da düzenli olarak LP'ler yayınlamayı başardı. Uzun vokalist arayışlarının sonuncunda Mamiko Sasaki ile birlikteyken yayınlanan ilk EP'leri 'Audrey Hepburn Complex' ve İlk LP'leri olan 'Pizzicato Five in Action' dan bu yana Matador Label'i altında dünyaya ve özellikle Amerika'ya açılan Pizzicato Five, bu etiketle Amerika'da yayınladığı başarılı çalışmalarıyla, Japon dans müziği listelerindeki uzun süreli ambargosuyla ve drum&bass'ten bossa nova'ya ve acid jazz'a kadar uzanan geniş müzik yelpazesinde verdiği örneklerle Japonya'nın en önde gelen müzik gruplarından biri olduğunu herkese kanıtlamıştır.

DJ Krush

Hip Hop ve 'turntablism' arenasındaki yegane çekik gözlü olan dj Krush, dj'liğe başladığı 1980 ortalarından bu yana özellikle enstrümantal ya da abstract hip hop'u Efsanevi Wild Style Tour ile Japonya'ya ve dünyaya sevdiren önemli kişiliklerden biri olarak göze çarpıyor. Dj setlerinde acid jazz, breakbeat, down tempo ve hatta R&B parçaları bir arada miksleyen Krush özellikle, 'smart breaks' ve 'ambient textured breakbeats' ögeler içeren yapıtlarıyla diğer prodüktörlerden de ayrı bir yere oturmakta. Londra'nın hip hop label'larından Mo Wax'tan yayınlanan 'Strictly Turntablized' ve 'Meiso' LP'leri, Krush'ın bahsetmiş olduğumuz kendine özgü ve diğer hip hop prodüktörlerinden ilk anda hemen ayrılan soundunu yansıtan en iyi örneklerdir. Ayrıca Krush Mo Wax'tan EP yayınlayan ilk Japon unvanını da taşımaktadır. Dj Krush halen Sony ve Columbia gibi dev şirketlerle çalışmakta, dünyanın pek çok saygıdeğer kulübünde canlı performanslar sergilemekte ve Japon hip hop'unun en iyi örneklerini bize sunmaktadır.

Nobukazu Takemura

Kyoto'lu Nobukazu Takemura'da dj Krush ile aynı yıllarda, özellikle Wild Style Tour'un elemanlarından biri olarak hip hop ile dj'liğe adım attı, daha sonraları ise biraz daha kulüp camiası ve sound'uyla haşır neşir oldu. Dj Takemura ve Spiritul Vibes nickleriyle Mo Wax'tan EP'ler yayınlayan Takemura, daha sonraları Warner Japan ile anlaşıp çoğunlukla drum&bass, jazz ve post-classic müzik üretimiyle ilgilendi. 1996'da yayınlanan Aphex Twin ve Coldcut beraberliklerinden olan 'Child's Wiev' albümü daha büyük dinleyici kitlelerine ulaşmasını sağladı. Elektronik müziğin hemen her dalı ile ilgilenen Takemura, Ronie Size ile birlikte çalışma imkânı buldu. Ayrıca minimal elektronik müziğin önemli isimleri olan Terry Riley, Steve Reich ve Oval'den oldukça etkilenerek ve ilham alarak günümüze kadar olan prodüksyolarını bu çizgide sürdürdü.

Reflection
Çalışmalarını Londra'nın Clear Label'indan yayınlayan Reflection, Ichiro ve Kenji Taniguchi'nin yanısıra Nobukazu Takemurayı da süpervizör olarak yanına katarak ve 80'lerin electro sound'unu 90'ların teknolojik olanakları ve trendleriyle harmanlayarak hoş ve bir o kadar da ilgi çekici bir sound yakaladı. Elektronika'nın hemen hemen her türünde gezinen Reflection, 'The Errormormous World' isimli LP'sinde, 4Hero, Plaid, Morgan Geist, Hidden Agenda gibi dev prodüktörlerin desteğini arkasına aldı ve başarısını üst noktalara taşıdı.

United Future Organization

Kısa adı UFO olan grup, Tadashi Yabe, Taoshio Matsuura, ve bir Fransız olan Raphael Sebbag'ın güç ve emek birliğinden oluşmakta. Japon acid-jazz sound'unun öncüleri olan trio, bu sound'u tüm dünyaya sevdirerek, Hamburg'dan New york'a hatta İstanbul'a kadar uzanan pek çok şehirde başarılı gecelere imza attı. 2000 yılında Instinct etiketi altında 'Bon Voyage' LP'sini yayınlayan UFO günümüz nu-jazz ve acid jazz akımının en önemli gruplarından biri olarak listemizdeki yerini alıyor.

Kyoto Jazz Massive

Ne kadar isminde 'Jazz' ibaresine rastlasak da Kyoto Jazz Massive, United Future Organization gibi nu-jazz ve ya acid jazz tabir edilen bir formatta icraatlarda bulunuyor. Gilles Peterson'un dünyaya armağanı olan sound'a benzer şekillerde örnekler sunan Kyoto Jazz Massive, müzik dünyasında en çok Compost Records dan çıkardığı EP'ler ve Future Sound Of Jazz toplamalarına iştirakiyle tanınıyor. Jazzanova, Ananda Project gibi isimlere yaptıkları remiksler ise Kyoto Jazz Massive in listemizdeki haklı yerini almasını sağlayan diğer önemli olaylar.


Christopher Çolak
13 Haziran 2002
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more