Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Durum Değerlendirmesi Vol. 1



Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl güzel haber ise 3 ayda bir yayınlanacak Babylon dergide HalfStereo'nun durum değerlendirmelerini ve ağa takılan önemli olayları bulabilecek olmanız. Yazıların tam hallerini size genellikle buradan ulaştıracağım. İşte Mayıs-Eylül arası ilk durum değerlendirmesi...



Heyecanlıyım, neden derseniz hem bu köşeyi yazdığım için, hem de birazdan Heybleliada'da ilk defa gerçekleştirilecek olan reggea festivaline gitmek üzere yola koyulacağım için. Malum neredeyse 30 senedir her yaz bu adada vakit geçiriyorum.

Heybeliada'da yine mehtap kızıllaşmaya, kendini daha çok teşhir etmeye başladı. Mehtaba çıkmanın tam vakti! Yaz bitse de Eylül-Ekim sonuna kadar adalarda yaşam bir başka oluyor. Havalar erken kararsa da, geceleri pikeler işe yaramamaya başlasa da deniz hala güzel. Hatta yosunların Ağustos sonu temizlenmeye başlamasıyla Haziran ve Temmuz'da olduğundan çok daha berrak ve bu yıl soğuklukta kesinlikle Bozcaada'yı aratmayan bir su var. Bu vesileyle hala Prens adalarını ve özellikle Heybeliada'yı görmemiş olanlara son çağrıyı yapıyorum.

İstanbul'a yani şehre her indiğinizde eğer 1-2 gün adada kaldıysanız bir süre afallıyor, yabancılık çekiyorsunuz, Özeillikle de vapur ya da deniz otobüsünden inip fünikülerle Taksim'in göbeğine çıktığınızda ve İstiklal'de yürüyüşe başladığınızda bir kaç dakika etrafa aptalca bakıyorsunuz. Her defasında bu duyguya kapılıyor olmak hiç de fena değil aslında. Sizin için önemli bir albümü, ve içindeki en sevdiğiniz parçayı her dinlediğinizde ve o parçanın en can alıcı yerinde yine aynı duygulara kapılmak gibi bu aslında.

Gece hayatının boğaza doğru çekildiği, trafiğin azaldığı ve güneye doğru haftalık göçlerin yaşandığı şehirde benim hafızamda kalanlar, bir kaç güzel konser ve festival enstantanesinden ibaret. Ekonomik krizin etkisiyle daha sönük ve donuk geçen bu seneki organizasyonlar aslında yerli sanatçıların şansını bir nebze de olsa açtı.

Bu yıl hiç olmadığı kadar çok yeni grup ve konser duydum. Cesaretlenen bir çok insan gruplarıyla çeşitli mekanlarda ve organizasyonlarda sahne alma şansına sahip oldular. Bir kısmı albüm bile yaptı! Giderek zorlaşan ve sürekli değişen müzik endüstrisinin naif bir üyesi olan İstanbul şehri için heyecan verici gelişmelerdi tüm bunlar. Sokak sanatı ve daha bağımsız sanatçılar, sanat galerileri açısından da giderek heyecan ve umut verici bir sahne oluşmaya başladı gözlemlediğim kadarıyla. Tek kötü tarafı ise sergi açılışlarını pek seven kitlelerin içki içip laflamaktan öteye gitmemesi, sanata para vermeyi akıl edememesi ve bu yüzden sanatçıların yine para kazanamaması olabilir. Bu tür galeriler ve etkinlikler arttıkça insanların açlığı artmaya başlayacak ve sonunda ceplerindeki akrepler de bir bir o cepleri terk etmecek diye düşünmek istiyorum.

Bunların dışında bir kaç iyi konser izledim. Kimi yeniden başlanan eski sevgili gibi fazla tat ve heyecan vermedi, kimi çok geç kalınmış bir gençlik hevesi gibi akıllarda yer etmedi, kimi ise sıradan bir 'one night stand' kadar nüfus edemedi aklıma ve kalbime. Yine de güzeldiler, lezzetli kınıtılarla bezediler şehri. Ve en önemlisi Eylül ve sonrası için umut tezelettiler.

İstanbul sürekli gelişmeye, değişmeye ve herşeye rağmen sahip olduğu karmakarışık hayat enerjisiyle yaşamaya devam ediyor. Biz de içinde, bir parçası olmaya çalışıyoruz. Ne kadar başardığımız ise sanırım ilerleyen yıllarda belli olacak.

Bu yaz yayınlanan albümler hiç fena değillerdi. Genellikle boş geçen günlerin ve tatilin habercisi olan Haziran-Ağustos dönemi bu yıl pek çok müzisyen için debut'leri ve bol bol çalışmayı beraberinde getirdi. Elektronik müzik büyük bir değişim ve aynı ölçüde arayış içinde. Moda endüstrisi gibi sürekli kendini tekrar eden ve yeni titreşimlere hiç olmadığı kadar çok ihtiyaç duyan dans müzik alemi son çareyi etnik  elemanları özellikle minimal müziğe şırıngalamakta buldu. Sonuç ise bence bir kaç güzel örnek haricinde içler acısı. Eldeki yazılımsal imkanlar ve plug-in okyanusuyla giderek benzeşen müzikler artık neredeyse birbirinin aynısı sound ediyor.

Diğer yandan ise bir retro disco revival ve electro hareketliliği var. Vokal hiç olmadığı kadar değer görüyor, deep house ise yeniden popüler. Şaşırtıcı olan ise techno'nun önlenemez dönüşü. Eski rave günlerine mi döneceğiz acaba? Sadece bu sefer techno'nun içinde punk değil post hatta öğeler olacak! Daha da ileri gidersem; 'shoegazing techno' çok yakında! Herkes yeni yetenekler ve sesler peşinde. Herkes limited edition paketler ve renkli viniller üretmekle meşgul. Müzik endüstrisinin kurtuluşu ise 19-21 yaşında yeniyetmelerin ve eski kurtların albümlerinde saklı. Hudson Mohawke ve Applescal bu yeni jargonun en tazeleri. İkisi de 80'li yılların son çeyreğinde doğmuş, internet ve software çocukları. Yaptıkları ve vadettikleri şeyler ise hiç fena değil. Önümüzdeki aylarda da bu tür yeniyetmeleri ve neredeyse unuttuğumuz eski grupları dinlemeye devam edeceğiz, büyük bir zevkle.

Black Meteoric Star - Black Meteoric Star [DFA]
Dünyayı Kurtaran Adam hayranı Gavin Russom DFA'nın en has adamlarından biri ve daha da önemlisi elektronik müzik arenasında duyulan taze kan  ihtiyacını bizzat Berlin'de ikamet ederek fark etmiş olanlardan. Bu yüzden olacak ki gece gezmelerinden eve dönüp bir albüm kaydetti ve -'bunu ne yapacağım' derken DFA ekibinin büyük tezahüratlarıyla albümü yayınlayıverdi. Sonic Youth veya Einstürzende Neubaten acid techno yaparsa nasıl olur diye bir düşünün... İşte BMS sound'u tamamyla bu! Bu yılın en çığır açıcı ve yenilikçi elektronik dans albümlerinden biri. DFA'nın diğer önemli elemanları Simian Mobile Disco'nun yeni albümünü de kesinlikle atlamayın. BMS + SMD = DFA denklem bir süre daha böyle 3 harfli gitmeye devam edecek gibi gözüküyor.

Butane - Endless Forms LP [Crosstown Rebels]
Bu yazın şüphesiz en Darwinist, en minimalist ve en iyi techno albümlerindendi. Butane kesinlikle övgüyü hak ediyor. St. Louis'i techno haritasına sokan yegane kişilik, techno'nun gaz hali Butane albümünün kapağına acid kafalı Darwin figürünü yerleştirerek minimal techno'nun aslında ne kadar kavramsal ve felsefi tabanlı olabileceğini de gözler önüne serdi. Ayrıca giderek cheesy'leşen, çirkinleşen ve en kötüsü çirkefleşen, şu anda dans müzik endüstrisini manipüle etme yetisi en yüksek olan ve bunu en çok kullanan Minus ailesine de okkalı bir cevap vermiş oldu. Aynı Berlin'deki diğer oluşum Rrygular çekirdek kadrosu ve arkadaşlarının yaptığı gibi.

Sean Palm - Days On End LP [Railyard]
New York denince akla gelen ilk minimal techno label'larından olan Railyard'ın  Tim Xavier'le birlikte patronu olan Sean Palm nihayet kendi debut'sünü yayınlayabildi. Bu yazın ve yılın en hipnotik ve atmosferik minimal albümü olan 'Days On End' beni bu yaz en çok mutlu eden albümlerden biri oldu. Dans pistinde ya da ipod'unuzda, nerede olursanız olun dinleyebileceğiniz, 'go with the flow' albümü. Her şey yerli yerinde.

Bottin - Horror Disco LP [Bear Funk]
Benim için bu yazın en 'yeni' disco albümü Bottin'den geldi. Venedik'te scene ne kelime bir elektronik müzik kulübü bile yokken bu adam inatla italo disco'nun ve nudisco'nun en hasını yapıyor, keyfi de yerinde. Duyduğuma göre başka bir yere taşınmaya da niyeti yokmuş. Gerçekten harika, tadına doyulmaz bir albüm, bas gitar vuruşları, organik sesleri ve kozmik verimliliğiyle Bottin ilerleyen aylarda Ilija Rudman'ın pabucunu dama atmaya en büyük adayım.

Namito - Eleven LP [Kling Klong]
Aynı partneri Martin Eyerer gibi ince eleyip sık dokuyan Namito çok uzun bir aradan sonra debut'sünü yayınladı. Minimal camiada ses getiren albüm gerçekten de bir İran halısı kadar ince işçilik ve itina ile dokunmuş. Her parçası ayrı hikayeler taşıyan Eleven'ın ismi de hayatın 11 gizeminden geliyor.

Lawrence - Until Then, Goodbye LP [Mule Electroniq]
Eski bir bahçıvanın bu kadar iyi müzikler yapması belki o kadar da şaşırtıcı olmamalı. Bitkilerle iyi anlayaşan, onların dilinden anlayan biri tabii ki dünyevi güzelliklerin ve dünyanın da fazlasıyla farkında olacaktır. 6 yıl aradan sonra gelen yeni Lawrence albümü hiç olmadığı kadar ambient ve offbeat. Sanırım şimdiye kadar yaptığı en müzikal uzunçalar. Ben çok sevdim ve listeme ekledim.

Jamie Jones - Don't You Remember The Future LP [Crosstown Rebels]
Crosstown Rebels bu yazın en iyi albümlerini yayınlayan dans label'ıydı hiç şüphesiz. Butane'ın ardından harika EP'ler eşliğinde gelen 'Don't You Remember The Future' debut'sü Jamie Jones'u süperstar kategorisine sokmaya yetti de arttı bile. Yazın en iyi 'dans' albümü! İtirazı olan bana mail atsın!

Tom Ellis - Sex, Drugs And Sausage Rolls LP [Telegraph]
Haziran başı yeniden hayata dönen kült minimal label Telegraph üstlendiği misyonu bıraktığı yerden devam ettirmeye son hız devam ediyor. Benim çok sevdiğim ve yayınladığı her plağı aldığım İngiliz Ellis kardeşlerin büyüğü Tom Ellis çok mühim bir albüme imza attı. Butane'ınki kadar özel ve güzel olan bu albüm ayrıca minimal house ve techno'nun uç noktalarında gezinmeyi sevenler, Force Inc, Paradroid ve micro house meraklıları için biçilmiş kaftan.

Vladislav Delay - Tummaa LP [Leaf]
Bence bu yazın en karanlık ve melankolik albümü. Çok fazla söz söylemeye gerek yok, albümdeki parçalar ve kurgu her şeyi özetliyor aslında. Neredeyse Bohren & Der Club Of Gore kadar karanlık ve derin bir albüm ile çıkageldi Vladislav Delay uzunca bir aradan sonra. Önceki albümlerde de çalıştığı piyanist ve bestesi Craig Armstrong ve saksofonist Lucio Capace ile kesinlikle harikalar yaratıyor. Albümdeki favori parçam 'kara Gezegen' anlamına gelen 'Musta Planetta'.

Monoder - Hunger Forest LP [Pekkas-levyt]
Pek çoğumuzun Jussi-Pekka olarak bildiği Parikka soyadlı bu genç Finli Sasu Ripatti'nin açtığı yolda hızlıca ilerliyor. Boynuz kulağı geçer derler, ne kadar ayrı kulvarlarda olsalar da bu albüm de en az Vladislav Delay'inki kadar iyi. Kuzeyin soğuk esintileri dub ve techno ile birleşiyor. Korkmayın ritim ve bas yerine offbeat tekstürler albüme hakim. Çok yoğun ve dolgun bir albüm. Şimdiden yılın en iyilerinden olmaya aday.

Bloody Mary - Black Pearl LP [Contexterrior]
Benim için bu yazın en ilgi çekici ve renkli minimal albümü Bloody Mary'ninkiydi. 'Black Pearl'de eski dostlar Argenis Brito ve Sierra Sam olsa da Charles Baudelaire'in şiirlerinden esinlenerek kurgulanan bu debüt gerçekten yılın en iyileri arasındaki yerini aldı. BloodyMary'i DJane/prodüktörler klasmanında en üst noktalara taşıdı. O artık minimal arenanın 'kötülük çiçeği'.

Kikumoto Allstars - House Music LP [Gigolo]
Gigolo'nun son dönemdeki kabuk değişiminin pozitif sonuçlarından biri Hell'in albümü kadar mükemmel olmasa da Kikumoto Allstars'ın 'House Music' albümüydü. Old school damarımıza fazlaca kan pompalayan bu başarılı albümle gerçekten Chicago ve Detroit stili house ve techno'ya ve Roland'ın analog seslerine doyduk bu yaz. Herkes çok üzerinde durmadı ama Kikumoto Allstars'ın House Music LP'si hiç şüphesiz bu yazın en iyilerindendi.

Alexkid - Dub & Echo Tales LP [Cadenza Spilt Composition]
Cadenza'nın offshot label'ı Split Composition serisi DJ tool olarak kurgulanmış güncel deneysellik içeriyor. Aslında bangır bangır 'music concrete'ten bahsediyoruz. Düpedüz avantgard ve noise sınırlarda gezinen bu ilginç serinin ikincisi Fransa'nın yetiştirdiği en iyi ses mühendislerinden olan Alexkid'den geldi. Başka insanların albümlerine prodüktörlük yapmaktan kendine vakit ayıramayan Alexkid'in sonik çöplüğünden bu kadar değerli parçalar çıkıyor ise kim bilir eğer vakit bulur da stüdyoya girerse nasıl bir albümle çıkageleceğini artık siz düşünün.

Datassette - The Aviatrix EP [Echoecho]
Ai Records'dan ayrıldığında üzülmüştüm ama üzüntüm kısa sürdü çünkü Haziran başı Alman Echoecho etiketiyle 'The Aviatrix' yayınlandı. İsim parçası şimdiye dek dinlediğiniz en iyi idm parçalarından, D'Arcangelo'nun 'Broken Toys Corner'ındakilerden bile daha iyi. 'All Time Favorites' listeme şimdiden giren bu parçanın haricinde EP'de üç harika parça daha var. Örneğin 'Micro' veya en sondaki ağıt 'Weather Conditions' hepsi harika. Bu yaz beni kalbimden vuran EP işte bu. Ne yalan söyleyeyim listeyi hazırlarken bu plak pikabımda dönüyor, fazlasıyla keyiflendim. En güzel tarafı ise bunun yıllarca devam edecek olması!

Tropic Of Cancer - The Dull Age EP [Downwards]
İşte techno'nun yeniden dirilişi sessiz sedasız böyle gerçekleşiyor. Pek çokları dubby techno yapmaya, müziklerine vokalli, etnik kırıntılar ekmeye başladı. Deep kokulu plaklar da arşivlerimizdeki yerlerini almaya devam ediyorlar ama post rock ve 'rockabilly' kokulu techno prodüksiyonları Nisan ayından beri kulaklarımızı tırmalıyor. Şimdiden söyleyebilirim bu yıl techno'nun evrimine tanıklık edeceğiz, başladık bile. Bu albüm her şeyi özetliyor. Aynen Black Meteoric Star gibi. Fakat bu kez sahnede harbi techno'cular var ve gerçekten çok ciddiler! Biz de dikkat kesildik, hatta tüylerimiz diken diken oldu bile...

Various - Significant Others EP [Wolf+Lamb]
Bana göre bu yazın ve yılın en iyi çıkış yapan yeni dans label'ı olan Wolf+Lamb zımba gibi plaklar yayınlamaya devam ediyor. 'Significant Others' EP'sinden bahsetmeden geçmek de kesinlikle olmaz. Yazın en iyi parçalarını sanki bu kısaçalara toplamışlar. Zev, Lee Curtiss, Nicholas Jaar ve benim plaktaki en favori parçamı yazan Gadi Mizrahi. İlerleyen aylarda bu label'ın adını çok duyacaksınız. 

Name - Nemesis EP [Hum + Haw]
Alex Smoke Soma'dan ayrıldı ayrılalı dünyayı turlamayı sürdüredursun bir yandan da kendi label'ı Hum+Haw'a Jim Hutchison'la birlikte hayat verdi. Sessiz sedasız hip hop ve deneysel techno albümleri yayınlamaya devam ediyorlar. Şimdilik işler biraz dijital seyrediyor ama ilerleyen günlerde yeni bir Alex Smoke albümü görürseniz şaşırmayın. Sound nasıl diye sorarsanız da işte size referans olacak harika bir kısaçalar. Sonuç; hiçbirşey değişmemiş, herşey harika!

Kris Wadsworth - Dig EP [Boe]
Detroitli yeni jenerasyon isimlerden olan Kristopher, Seth Troxler, Luke Hess veya benzerleri gibi müzikler üretmektense, kimsenin gitmediği yollardan gitmeyi seçenlerden. 'Dig' oldukça yetenekli olduğunu bizlere fısıldıyor ve Kris'e şimdiden genç label Boe ile İngiltere'nin kapılarını da aralanmış oluyor. Önümüzdeki yıl dikkatle izlemeniz gereken sokak dövüşçülerinden biri. Böyle söylememin sebebine gelince; o da bir çoğu gibi Detroit sokaklarından geliyor, yani safkan.

Max Cooper - Symphonica EP [Traum]
Traum Schallplatten'in en son keşiflerinden biri olan Max Cooper İngiltere sahnesinde adını giderek daha fazla duyurmaya başladı. İlerleyen yıllarda adını çok duyacağız. Traum cephesinde ise Roland M. Dill ve Applescel ile birlikte en genç isimlerden olan Max Cooper, geleceğin Jeff Samuel'i olma yolunda hızla ilerlerken, bir yandan da Dominik Eulberg ve hatta Fairmont'a da göz kırpmayı ihmal etmemiş.

Bruno Pronsato - The Make Up The Break Up EP [Thesongsays]
Yeni bir label, eski bir isim. Eski bir metal davulcusu olan Steven Ford şu günlerde minimal camiada harikalar yaratıyor. İlk albümü kadar bu yeni projesi de çok ses getirdi. Çok iddialı olacak belki ama bence Bruno Ricardo (Villalobos)'un hep hayalini kurduğu ama yapamadığı ritimlere bir bir hayat veriyor. Kesinlikle çok yetenekli bir prodüktör. Şu anda onun kadar iyi track yazan birilerinin olmadığını düşünmeye başlamak üzereyim. Bu albüm de çok özel. Uzun tek parçalık şarkı Ricardo'nunki gibi EP'ye sığsın diye ikiye bölündü, ama yekpare versiyonunu da dinleyebileceksiniz. 'Mum ışığında, şarap eşliğinde' minimal seviyorsanız bu adam şu anda en iyisi.

Redshape - 2010 EP [Delsin]
Delsin imparatorluğu her geçen gün güçleniyor, efsaneleşiyor. Redshape'in şimdiye dek yaptığı en başarılı ve çok sesli EP olan '2010' da bu imparatorluğun tacı oluveriyor. Çok söze gerek yok, yalın ve mastering konusunda tek kelimeyle cızbız! Tadından yenmez Detroit techno.

HalfStereo House / Disco Top 10:
Specter - Mind Over Matter EP - Body Fusion [Downbeat]
Von Spar - Hybolt EP - Hybolt (Prins Thomas Remix) [Italic]
Rene Breitbarth - Circle Circus EP - Circle Circus [Areal]
Hunee - Tour De Force EP - Tour De Force [WT]
Altair Nouveau - Space Fortress EP - Space Fortress (Sneak-Thief Time Travel Mix) [Solardisco]
Rick Wade - First Darkness EP - No Place [Laid]
Mobach - Metrobots EP - Submersion Dub [SD]
TJ Kong feat. Elbee Bad - Black Label #51 EP - What This Music's Done To Me (Nuno Dos Santos Follow The Light Remix) [Compost Black]
Bernard Badie - Move To The Beat EP - Move To The Beat [Mojuba]
Orlando Voorn - Power Of Beauty EP - Power Of Beauty (Tribute To Mix) [Divine]

HalfStereo Techno / Minimal Top 10:
Kirk Degiorgio - Jitter World EP - Jitter [Abstract Forms]
A Made Up Sound - Archive EP - Bounce [Clone Basement Series]
Tom Trago - Voyage Direct Remixes EP - Brothers Of String (Yurotrago Remix) [Rush Hour]
Memory Foundation - Reptiles In Exile EP [Yore]
Ben Klock - Remixes EP - Subzero (Function-Regis Remix) [Ostgut Ton]
Georgio Gigli - Observation Document #01 EP - Extrospection [Prologue]
Posthuman - Monsters & Vorticies EP - Monsters Exist [B12]
John Lagora - Bitch EP - Bitch (Maetrik Remix) [Frequenza]
Undo & Vicnoise - Raveland EP - Cometa [Factor City]
UES/MRI - Le Trutuka Part 2 EP - You [Resopal Red]


Christopher Çolak
15 Eylül 2009

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more