Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The Matthew Herbert Big Band’ile İstanbul Caz Festivaline renk katacak.

Elektronik müzik camiasının en saygıdeğer ve entelektüel isimlerinden olan Matthew Herbert,  büyük bir caz grubu kurma ve bu büyük orkestra için müzik yazma hayallerini “The Matthew Herbert Big Band” ile en nihayetinde gerçekleştirdi. Devamlı müzisyenlerden ve arada bir bandoya katılan misafir sanatçılardan oluşan proje, modern caz kavramları üzerine beyin fırtınası gerçekleştirmeyi hedefliyor. Başta Matthew Herbert Olmak üzere grubu oluşturan tüm müzisyenler aynı amaç uğruna terliyor, kan döküyorlar.

Dijitalizmin mikro sokaklarında kaybolmamaya yemin etmiş olan Herbert, işi daha da ileriye götürerek kendine bu konuda bir manifesto bile hazırlamış. Bu şekilde dijital nimetleri kullanıyorum derken kaş yapıp göz çıkaran meslektaşlarını uyarmayı da ihmal etmemiş. Gerçekten de elektronik ve teknolojik imkanların hayal gücü ile sınırlandığı günümüzde, sadece bir iMac ve üç beş programla şaheser yarattığına inan insanların sayısı oldukça fazla. Oysa ki geçmişten gelen ritüelleri ve prensipleriyle halen geçerli olan bir kompozisyon ve prodüksiyon şematiği var.

Herbert bu müzikal törelere ve eskiden gelen alışkılara harfiyen uyuyor, üzerine kendi elektronik manifestosunu ekliyor. Herbert’in müzik icra etme veya tasarlama mantığı bir hacker’dan çok, barok dönemde yaşamış bir klasik müzik sanatçısınınkiyle özdeşleştirilebilir. Bu yüzden Herbert’in ritüellere ve prensiplere olan bağlılığı ve sampling konusundaki dürüstlüğü, onu elektronik müzik camiasında farklı yüksekliklere taşıyor. Bir sesi kopya etmektense veya istediği sesleri çıkarmak için özel bilgisayar programları tasarlamaktansa o, bizzat doğaya çıkıp bu sesleri arayan ve buluncaya kadar da pes etmeyen maceracı, Don Kişot’vari bir kişilik. Yüksek seviyede müzik eğitimi almış, sanatın diğer branşlarıyla da akademik düzeyde ilgilenmiş(Exeter Üniversitesinde tiyatro eğitimi almış) ve tüm Avrupa’yı defalarca karış karış gezmiş olması sanırım Matthew

Herbert’i elektronik piyasasındaki bir çok müzisyenden ayıran önemli özellikleri. Bir enstrümanı canlı kaydetmektense bilgisayar ortamında çalan meslektaşlarına gıcık kapan Herbert, manifestosunun derinliklerinde, başka insanların daha önceden yarattığı sample’ları kullanmamayı ön şart koşuyor. Müzikal manfitestosunun ve kendine özgü felsefesinin, yaratıcılığını kısıtlayacağını düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Matthew Herbert, insanın aklına gelebilecek her şeyden bir ‘ses’ çıkarabilen ve bu sesleri kendine özgü tekniklerle birleştirerek oluşturduğu bestelerle gönülleri çoktan fethetti.

“Matthew Herbert Big Band”e dönecek olursak, bu fikir Herbert’in beyninde ilk grup çalışmalarına piyano çalarak başladığı 14 yaşından beri vardı. Bu konudaki ilk ciddi deneyimi ise 1997 yılında gerçekleşti. Kevin Smith yönetimindeki “Romance and Rejection” oyununa müzikleri ile katkıda bulundu. Tanınmış Fransız koreograf Blanca Li’nin “le defi” isimli breakdance müzikali için yazdığı üç parça sayesinde ise büyük sükse yaptı. Kocaman bir orkestra için müzik bestelemeyi ve aranje etmeyi ilk denediği proje olan “le defi”, uzun ve uykusuz geceler sonunda yeniden yorumladığı ‘Singing in the rain’ ve diğer iki parça ile başta Gilles Peterson olmak üzere müzik otoritelerinin dikkatini çekti.

2002 yılında ise, biraz da Gilles Peterson’un zorlamasıyla stüdyoya giren Herbert, aranjör Pete Wraight ile birlikte kendi büyük caz band’ine hayat verdi. Dört trompetçi (Stuart Brooks, Graham Russell, Adam Linsley, Andrew Cook), dört tromboncu (Gordon Campbell, Andy Wood, Chris Cole, John Higginbotham), dört saksofoncu(Dave O'Higgins, Howard McGill, Simon Niblock, Martin Williams, Dave O'Higgins, Bob McKay), piyanoda Phill Parnel, basta Dave Green ve davulda Pete Carter, Matthew Herbert Big Band”in ana kadrosu. Matthew Herbert ne yapıyor diye soracak olursanız, 10. İstanbul Caz Festivali kapsamında ‘Grooveology’ teması ve “The Matthew Herbert Big Band / Organic Audio” adı altında 18 temmuz akşamı Parkormanda gerçekleşecek performansa gitmenizi ve sorunun cevabını bizzat kendi gözleriniz ve kulaklarınızla almanızı tercih ediyorum.

İlk performanslarını sergiledikleri Montrö Caz Festivalinden bu yana bir çok müzisyenin yüksek ilgi ve beğenisini kazanan “The Matthew Herbert Big Band”in, geçtiğimiz mayıs ayının 19’unda “Goodbye Swingtime” isimli bir LP’yi “Accidental Records’dan yayınladığını hatırlatmakta fayda var.Bu Albümde vokalist Arto Lindsay ve Mara Carlyle ayrıca, Alman elektronika ve blip-beat sound’unun öncüleri Mouse on Mars ile kolobrasyona gidilmiş. Bu kadar farklı ve göz alıcı müzikal renklerin bir arada bulunduğu bir armoniyi hayal etmek bile oldukça güzel. 18 temmuz akşamını iple çekiyorum.


Chr'stopher Çolak
25 Haziran 2003
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more