Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise yeni bir albüm yapayım demiş, sonuçta ortaya "Black Cherry" ve yeni bir Goldfrapp çıkmış.



Müzik aleminde son dönem popüler isimleri olarak Fisherspooner'ı, Miss Kittin'i ve "Enternasyonal DJ Jigoloları" gibi plak şirketlerini, ileri derecede yaşanan retro-virütik hastalıkları etrafa yayanlar olarak en başlarda sayabilirim. Sayamadığım daha pek çok isim ve plak şirketi, bilim adamlarının çalışma prensiplerini taklit ettiler. Özel laboratuarlardaki steril ortamlarda yetiştirilen bilindik yaşlı virüsler (yani müzikler) mutasyona uğratılıp klonlandı. Ortaya çıkan eski-yeni, elektro-pop dinamikli bu müzikler, endüstriyi kalbinden vurdu. 2001'de alevlenen electro-clash kıvılcımı, bir takım yeni trend ve oluşumları da beraberinde getirdi.

Elektro ve Pop kavramları Retro anlayışlar ve elemanlarla harmanlandı, araya teknolojik cambazlıklar ve "kitsch" fikirler serpiştirildi. Prodüktörlerin hepsinde benzer bir retro takıntısı baş gösterdi. Bir virüs gibi istisnasız her alt türe yayılan bu sembolik etkileşimin sonunda ortaya çıkan denemeler, ilk bakışta 80'li yıllarda yapılanlardan çok farklı gözükmeseler de, yaratıcı isimler öne çıktı ve özellikle yeni jenerasyon bu müziği, bu eski-yeni albeniyi oldukça sevdi.

Yok olmaya yüz tutmuş ve yeni jenerasyonun büyük bölümünün bihaber olduğu bu eski sesler yeniden diriltildi. Şu an için sorun yok gibi görünebilir fakat, Goldfrapp vakasında olduğu gibi dikkate şayan durumlar da mevcut. Alison Goldfrapp ve Will Gregory'den ibaret Goldfrapp, 2000 yılında Mute'dan yayınlanan ilk albümleri "Felt Mountain" ile büyük bir hayran kitlesi edinmiş naif bir downtempo/elektronik gruptu. Alison Goldfrapp'in meleksi sesi ve Will Gregory'nin başarılı orkestrasyonları, "Felt Mountain"ın Mercury ödülü almasına yetti de arttı bile. Bu çok başarılı uzun çalar çalışmanın ardından üç yıl henüz geçmişken, Nisan ayının sonlarında Goldfrapp'in yeni albümünün yayınlanacağını öğrendiğimde oldukça sevinmiştim. Fakat albümü elime aldığımda, sevincim kursağımda kaldı.

O da nesi!? Benim bildiğim duygusal, sessiz ve içine kapanık Alison Goldfrapp'ın yerine 30'ların Fransız kabarelerinde part-time çalışan şehvetli bir dansçı kız çıktı karşıma. İçindeki cinsel dürtüleri ve şehvetini zehirli sesiyle şarkı söyleyerek, diğer organizmaları tahrik ederek yatıştırmak isteyen, tehlikeli bir kadın karakter. Doğrusu Goldfrapp'in senaryosundaki bu tip bir değişiklik benim pek hoşuma gitmediyse de, albümü ikinci ve üçüncü kez dinlediğimde, artık yeni Goldfrapp ambiyansının ve atmosferinin içinde kendimi kaybetmeye başlamıştım bile.

New Wave'in gölgesinde yeşeren "Black Cherry" albümünde glam-endüstriyel synth'ler ve synth-pop elementlerle üst safhada etkileşime girilmiş. Albümün yedinci şarkısı 'Twist'te ayyuka çıkan tahrik edici sözler, Alison'ın sihirli sesinin yanına yeni yetme şehveti ve yüksek libidosunun da katıldığını gösteriyor (özel hayatında olmasa bile en azından sahnede ve TV'lerde izlediğimiz 'Train'in klibinde).

Albümün genelini sarmış bulunan saldırgan bas örgüsü ise adrenalin yükseltici diğer bir unsur. Will Gregory'e hakkını vermek gerekiyor. Gregory, ister synth-pop, ister trip-hop olsun her türlü müzikal prodüksiyonu başarıyla kotarıyor. Bir an için eski "Felt Mountain" günlerinden esintiler hissetseniz de, yeni Goldfrapp suratınıza tokadı yapıştırıveriyor, hemen ardından ise dudağınızda kocaman eflatun renginde, kiraz tadında bir ruj izi beliriveriyor!


Christopher Çolak
02 Temmuz 2003
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more