1966’da gözlerini Epsom’da açan Francis babasının James Brown plaklarını oldum olası hiç sevemez. 14 yaşına geldiğinde dans etmekten büyük zevk aldığını fark eden Francis, -“Acaba James Brown’dan başka ne tür şeyler dinleyebilirim? Yeter artık bıktım bu adamdan!” diyerek tüm harçlığını da yanına alıp plak dükkanının yolunu tutar.

Motown’dan Jimi Hendrix’e oradan da David Roddigan’a uzanan çok geniş bir yelpazede plak edinmeye başlayan Francis, kısa zamanda plak dükkanının abonesi olur. Çok plak almasından değil ama müziğe ve yeni sesleri öğrenmedeki ısrarı ve dikkati ile kısa zamanda plak dükkanındaki herkesin sevgilisi haline gelen Francis, her geçen gün müzikal ufkunu ve arşivini genişleterek yoluna devam eder.

Tüm vaktini evinin üst katındaki ufak pencereli odasında müzik dinleyerek geçiren Francis’in ister istemez beyninde bir takım şeyler şekillenmeye başlamıştır. Tabi ailesi de bu arada oğullarının ruh sağlığından giderek şüphe etmeye ve diğer yaşıtları gibi neden dışarı çıkıp geceleri dağıtmadığından yada neden kız arkadaşlarıyla gezmediğinden yakınarak endişelerini taze tutarlar.

Bu arada Francis çoktan tape deck’lerle uğraşmayı bırakmış, odasını alet edevatla donatmıştır bile. 2 adet pikabı mixer’sız kullanarak ilk denemelerini gerçekleştiren Francis, sonunda odasından dışarı çıkması karşılığında Leatherhead’deki bir barda çalmayı kabul eder. Bu barın müdavimleri çoğunlukla rock’çı olduğundan çaldığı müzikler başlarda yadırgansa da, dönemin(80’lerin) akımları ve trendleri herkesi aynı noktada birleştirmeye başlamıştır.

Londra’nın güneyindeki eski plak dükkanlarından biri olan Swag Records’dan bu sıralarda bir iş teklifi alan Francis teklifi tereddütsüz kabul eder ve burada 7 yıl süre ile çalışır. Bu dönemde çevresini giderek genişletmeye başlayan Francis, artık ufak ufak prodüksiyon yapmaya da başlamıştır.

Soundshaft’da çaldığı dönemde giderek adını Dj’liğiyle duyuran Francis, Get Fucked’dan bildiğimiz Nathan Coles ve Nils Hess ile de yakın dost olur. Wiggle isimli efsanevi parti serisine bu dönemde başlayan Francis daha sonra Wiggle isimli kendi label’ına da hayat verecektir. 1997 yılında ilk olarak Muzik Magazine/SAS tarafından yılın en iyi Dj/prodüktör’ü ilan edilen Francis, aynı yıl Mixmag tarafından yılın kahramanı ilan edilince kendini tam olarak kanıtlama fırsatı yakalar.

Mükemmel tekniği ve deep-tech house’tan new skool funky house’a ve techno’ya kadar uzanan mükemmeliyetçi plak seçimleriyle house seven gönülleri kısa zamanda fetheder.

Halen tüm dünyanın en iyi ve önemli kulüplerinde çalmayı sürdüren Francis, Londra'daki önemli kulüp Fabric’in de en meşhur adamlarından biri ve Fabric 02 mix CD’sinin sahibi. Biraz geç gelen bir şöhretin altında ezilmeyen ve özellikle ilk dönemlerinde Pagan ve Surreal’den yayınladığı prodüksiyonlarla yapımcı kimliğini de ön plana çıkarmayı başaran”Love Panda” lakaplı Terry Francis, 4 Şubat akşamı Crystal’da 4.kez pikapların başında pis sakalıyla size pis pis gülecek!

Christopher Çolak
11 Şubat 2004
Bu yazı daha önce Clubintro.com'da yaynlanmıştır.