Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Sender Berlin’in ‘dünü bugünü yarını.’
Sender Berlin yeni! albümü ile karşımızda. "Gestern Heute Morgen". (Türkçesi: Dün Bugün Yarın). Bu yüzden albüme tam olarak 'yeni' demek yanlış. "Gestern Heute Morgen" Sender Berlin'in geçmişten bu güne uzanan prodüksiyon yongasının bir bölümünü dinleyiciye sunuyor.



Berlin, 1995, aylardan Ocak. Alışılmış ıslak ve soğuk bir Berlin gecesinde, sokakları arşınlıyorum. Bir süre sonra "Leipzigestrase" adındaki caddeye sapıyorum. Hedefim 126 numarada bulunan rehabilitasyon merkezi. (yani Tresor!) İçeriye girmeden önce aklımda beliren ilk soru cümlesi, -Burası nasıl olurda daha önceden bir süpermarket olabilir? Sorumun cevabını da alacağımı sanmıyorum(?). Bu gece Tresor'da "Headquarters" gecesi. Yani Berlin ve Alman, dolayısıyla zamane Avrupa techno sahnesinin gelecek vaadeden, yeni dj'lerine adanan ilginç, zevkli bir gece. Gecenin konuk listesinde; Eleve, Tolstoi, Pacou, DisX3, Sender Berlin ve 3ST bulunuyor. Bir çoğunu tanımasam da çokça eğleneceğime ve bu gecenin tadına varacağıma kesinlikle eminim... Burnum yeteri kadar uzadı. Tamam! Yalan söyledim!

Ne Tresor'a ne de Berlin'e gitmemiş (gidememiş) biri olarak Sender Berlin ile ilk tanışmam bundan 2.5 yıl önce (ki oldukça geç sayılabilecek bir süre) edindiğim "Headquarters" LP'siyle oldu. Bu albümde Avrupa'nın yegane alternatif techno mabedi olan Tresor'da, minimalite ufkunu genişletme çabaları, yani "Headquarters" gecelerinin 1998 yılına ait bir potporisi karşımda duruyordu. Albümü baştan sona dinlediğimde ilk ilgimi çeken, daha önce dinlediğim hiçbir prodüksiyon'a benzemeyen yeni bir konseptin varlığıydı. Karşımdaki sound oldukça melez, hatta Underground Resistance ve Basic Channel etkilerini saymazsak yepyeni sayılabilirdi. Kısa ve ilginç bir tanımlama yapmak gerekirse: "Agresif, -dancefloor friendly- minimalite", bu şekildeki bir minimaliteyle kavrulmuş ritimlerin çıkıp bizzat pistte kendi kendine dansetmesi.

1995 yılında, organizatör-prodüktör-dj, Hendrik Vaak (HendriX), Torsten Litschko (Stassy) ve Alexander Lukat (Luke)'ın başını çektiği trio, "Sender Berlin" nick'i altında yanlarına başka arkadaşlarını da katarak ilk "Headquarters" fikrine hayat verdiler. Bu oluşum ve özellikle 1997 de çıkan "Headquarters" albümü, dönemin elektronik dans ve tekno müziğinde geriye dönülmez etkileşimler yarattı. Daha sonra gerçekleşen tekno prodüksiyonlarında bu tür etkileşimler somut bir şekilde ortaya çıkıyordu. Sender Berlin ise beklenmeyen bu başarısının ardından gerçekleştirdiği ilk solo çalışması "Spektrum Weltweit" ile önderi olduğu bu etkileşimin günümüzdeki en büyük ve kalıcı ismi olarak tekno müzik sahnesindeki yerini aldı.

Zaman içerisinde Sender Berlin'de kuşkusuz diğer prodüktörlerden etkilendi, ve sound'unda eskiden az rastladığımız, insancıl duygular yaratma amaçlı synth'lere, tekrarlı melodilere, yani kısaca duygulara yer vermeye başladı.
Hendrik, Torsten ve Alexander üçlüsünün 1999 yılında kurduğu plak şirketi "UnGleich" ise bahsetmiş olduğumuz yaratıcı ve deneysel prodüksiyonların dinleyicilerle buluştuğu önemli bir nokta oldu. Sender Berlin'in prestiji de böylelikle giderek arttı. Tresor sayesinde neredeyse tüm Avrupa'da tanınan Sender Berlin, bir çok ülke ve şehirdeki kulüpte baş aktör olarak yer almaya başladı. 'Headquarters' konsepti ve geceleri ise zamanla Sender Berlin'in sound'u gibi agresifliğinden ödün verdi. Günümüz trend ve modalarına uyarak biraz daha soyutlaştı ve yumuşadıysa da halen Tresor'da düzenli olarak ve Avrupa'daki muhtelif şehirlerde 'Headquarters' geceleri sürmekte.

Üçlünün Avrupa'daki bu çeşitli kulüp gezilerinden ilham alarak kaydettiği, yine Tresor etiketiyle piyasaya sürülen "Gesten Heute Morgen" albümü ise Sender Berlin'in geçmişte yayınlanmamış parçalarını da içeren bir Sender Berlin Antolojisi.
Sender Berlin'in kendine ait eski ve ya kullanılmış sample'ları kendine özgü geri dönüşüm teknikleriyle tekrar tekrar kullanılabilir hale getirmesi ve sonuçta ortaya yepyeni parçalar çıkarması grubun en ilgi çeken özelliği ve bu albümde de aynen sürüyor.

'Spektrum Weltweit'teki zaman zaman yırtıcı parçalara bu albümde rastlamak zor. Albüm, insana -işte ambient minimal tekno- dedirtiyor. Sender Berlin, içinde bolca ambient atmosferler bulunan minimal tekno altyapılı "easy listening" birşeyler yapmış. Belli ki trio deneysellikten ve denenmemişi denemekten hiç vazgeçmeyecek.
Sender Berlin'in bu tür, alışık olmadığımız bir sound'a yönelmesindeki sebep, üçlünün ikinci bir 'Headquarters' furyası yaratma çabası, belki de Sender Berlin'in zaman içinde değişen ve gelişen müzik spektrumunun günümüz yansıması olabilir.

Eski Headquarters gecelerini hatırlatan, "Kampf der zukunft", yaratılışında reggea müziğinin o bilindik perküsif melodilerinden etkilenildiği hemen fark edilen, "Spaziergang im neos kosmos", veya albümdeki bizce en başarılı parça olan "Ende Von Anfang", bir bütünlük içerisinde 'Gestern Heute Morgen' albümünün içeriğindeki Sender Berlin müzik mantalitesini ve bu mantalitedeki progresyonu gözler önüne seriyor. Bu yüzden biz albümün adını gayet uygun bulduk. Zaten albümü de Minimal, ambient, easy listening seven sevmeyen herkese şiddetle tavsiye ediyoruz.


Christopher Çolak
16 Mayıs 2003
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more