Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Photek: Zamansız, sert, derin, keskin.
İngiltere'nin sıradan kasabalarından St. Albans'taki rutin hayatını sürdürürken, gelişen teknoloji ve ekonomiden nasibini alıp "bedroom producer"olan ve elektronik müzik icra etmeye başlayan Rupert Parkes (aka Photek), hiç şüphesiz elektronik müzik ve özellikle drum&bass arenasının en büyük isimlerinden biri. Bizim üzerinde duracağımız ilk çalışma olan "Modus Operandi" ise, halen gizemini ve ilk günkü tazeliğini koruyan bir albüm. İnsanüstü bir yaratıcılık ve kompozisyon örneği.



Jungle/drum&bass'ın altın çağını yaşadığı yılların biraz ilerisinde (95-96), prodüktörlerin yenilikler aradığı dönemde, Rupert Parkes ismindeki "bedroom producer", "Sentinel, Studio Pressure, Aquarius ve Code Of Practice" gibi değişik takma isimlerle kendine elektronik müzik arenasında yer edinmeye başlar. Rupert Parkes'ın sound'unda temel olarak, techno bazlı minimal breakbeat'ler ve karanlık atmosferler öne çıkmaktadır. Ayrıca yaptığı prodüksyonlarda, Kraftwerk'ün "computer-game" melodileri, başarılı hip-hop beat orkestrasyonları, 'fusion-jazz groove'ları ve minimalist mood'lar da dikkat çekmektektedir. Özellikle "Aquarius" nick'iyle "Good Looking"label'ı altında çalıştığı projeler, Parkes'ın potansiyel bir müzikal dahi ve geleceğin önde gelen/yön veren prodüktörlerinden biri olacağının habercisidir. Yarattığı jazz-snare'leri ise yaptığı müziğin 21st Century Jazz olarak tanımlanmasına yol açacak kadar yenilikçi ve döneminde benzerine rastlanmamıştır.

Lise yıllarında aldığı uzak doğu sporları eğitimi, ve sonrasında oldukça ilgisini çeken Japon felsefesi öğretileri, Parkes'ın melodilerine direk yansımıştır. Çok sevdiği caz tınıları ile birleşen, karamsar İngiliz melankolisi de bu armoniye eklenince ortaya çok etkileyici, derin, keskin ve kedine özgü bir sound çıkmış olur.
Good Looking'den ve biraz da intelligent drum&bass'ten hevesini alan Parkes , "dark jungle" olarak adlandırılan yeni nesil daha sert drum&bass ile ilgilenmeye başlar ve bu müziğin öncüleri "No-U-Turn" ekibiyle yakın ilişkiler içine girer. Daha sonra "Metalheadz" ve "Certificate 18" label'larından yayınlayacağı 12"ler bu türe güzel örnekler olacaktır.

İşte tam 90'lı yılların ortalarına rastlayan bu zaman diliminde Rupert Parkes "Photek" ismini hem yazılışı güzel olduğu hem de teknik bir terim havası taşıdığı için kendine uygun bulur ve kullanmaya başlar. Bu nick ile birlikte Parkes kendi sound'unun en konsantre ve kompozit şeklini de yaratmayı başarır. İşte bahsettiğimiz bu sound, Photek'in rakipsiz, kendine özgü sound'unun ve efsanevi albüm çalışması 'Modus Operandi'nin iskeletini oluşturacaktır. Bu sound için *paranoid drum&bass gibi özerk bir tanımlamaya ihtiyaç duyulması da ne kadar ayrık ve kendine özgü olduğunun bir kanıtı olarak kayda geçer.

Dev etiket Virgin'in dönemin prototip alternatif alt label'ı "Science" ile beş albümlük bir anlaşma imzalayan Photek'in önünde maddi bir engel kalmaz ve kendini stüdyo'ya kapar.
Sonuçta, 1997'de "Modus Operandi" yayınlanır. Albüm ilk yayınlandığı dönemde biraz yadırgansa da (anlaşılamasa daha doğru), Photek'in karmaşık break programlama tekniği, dur durak bilmeyen vahşi ritimleri ve albüm genelinde yarattığı minimalist, karanlık, caz kokan atmosfer, elektronik müzik arenasındaki herkesin mutlak beğenisini ve hayranlığını kazanır. Hatta eminiz ki pek çok prodüktör belli etmeden, hayretler içinde 'Modus Operandi'yi tekrar tekrar dinleyip onu çözmeye, içindeki iç içe geçmiş motifleri ayıklamaya çalışsa da asıl aralamaya çalıştığının Photek'in hayal gücü ve yaratıcılığı olduğunu fark ederek bu işten vazgeçtiler.

'Modus Operandi'yi ne kadar çok dinlerseniz içinde o kadar çok ve yeni şeyler yakalayabilir, her dinleyişinizde farklı hazlar alabilir kendinizi farklı boyutlarda bulabilirsiniz. 1997'den 2003'e gelmemize ve bir millenium'u devirmemize rağmen a lbümgüncelliğinden hiç birşey kaybetmedi. Çözülmeyi bekleyen diferansiyel denklemler gibi uzayıp giden ve insanı hayal dünyasının en derinlerine kadar sürükleyen melodi ve ritim sarmallarını yaratan bu müzikal dahinin normal hayatta çok uysal ve evcimen biri olması ise gerçekten de ilginç bir not.

'Modus Operandi'deki her parça ayrı bir hikaye ve atmosferler içeriyor. Bazen biraz daha yumuşak caz tınıları ile bezenmiş ambient bir atmosfer sizi karşılıyor (A01 The Hidden Camera). Bazen İngiltere'de yağmurlu bir sabah yolda yürüyorsunuz (A08 Modus Operandi), bazen ise kendinizi Samurai kılıç teknikleri öğrenen bir Zen öğrencisi gibi hissediyorsunuz (A10 The Fifth Column). Zaman zaman bassline'lar o kadar keskin ve ansızın geliyor ki insanın doğası gereği yerinden fırlaması ya da irkilmesi gerekiyor (A07 Trans 7).

2000 yılında 'Solaris' isimli LP'siyle deep, soulfull House'a yumuşak bir geçiş yapan ve farklı türler deneyen Photek, başlangıçta ortodoks drum&bass severleri korkuttuysa da hiçbir zaman drum&bass yapmaktan vazgeçmeyeceğini söyleyerek yüreklere su serpti. Mart ayının ortasında kendi label'i olan Photek Productions'dan "Special Forces" monikeri ile yayınlandığı Sidewinder/The End EP'si ise Photek'in sözünün eri olduğunu kanıtladı. Ayrıca House arenasında yaptığı prodüksyon ve remiks çalışmalarıyla House müzik arenasında da saygın bir yer edinerek çok yönlü ve sınır tanımayan bir müzik adamı olduğunu tüm elektronik müzik camiasına göstermiş oldu.

'Solaris' albümündeki "Mine To Give" parçası ile dans listelerinde üst sıralara çıkan ve film yönetmeni eşinin çektiği klip ile yabancı televizyonlarda boy gösteren bu ilginç adamı atlamayacağınızı ve sanatından en az bizim aldığımız kadar haz alacağınızı umuyor, 'Modus Operandi' LP'sinin de arşivinizdeki yerini en yakın zamanda alacağını tahmin ediyoruz.


Christopher Çolak
16 Mayıs 2003
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.

Articles
 

Durum Değerlendirmesi Vol. 4

Durum Değerlendirmesi Vol. 4
Umarım görüşmeyeli güzel günler geçirmiş, anıları belleğinize işlemişsinizdir. more

Durum Değerlendirmesi Vol. 3

Durum Değerlendirmesi Vol. 3
Geçen sayıda yağmur bile yağmıyor derken şimdi her yer bembeyaz! Üstelik daha da ciddi soğuklarla… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 2

Durum Değerlendirmesi Vol. 2
Şehre hala neredeyse hiç yağmur düşmese de sokaklar giderek kalabalıklaşmaya, hava soğumaya ve 'ortam' oluşmaya… more

Warp 20

Warp 20 Yaşında, Hala İlk Günkü Gibi Taze
Warp Öyle verimli bir ağaç ki, 20 yıldır dört mevsim meyve veriyor. İklim, deprem, kriz… more

Durum Değerlendirmesi Vol. 1

Durum Değerlendirmesi Vol. 1
Türkiye'nin en önemli müzik paylaşım merkezi ve kulübü olan Babylon yeni bir dergiyle karşımızda. Asıl… more

gigolo182cds

Abe Duque : American Gigolo II
'Büyük Elma'nın büyük techno prodüktörlerinden Abe Duque, International Deejay Gigolo Records’un ikinci mix albüm serisini… more
DJ Kicks : Daddy G, bekli de en iyisi!
Son olarak Norveçli prodüktör Erlend Øye’nin kendine has üslubuyla şekillenen DJ Kicks serisinin yeni versiyonunda… more
Tekrar et: Repeat Repeat - Squints
Repeat Repeat, adı gibi repetitif müzikler yapıyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz! Onların yaptığı: "Eğitimli dans pistleri… more
Techno'nun yükselen değeri Alexander Kowalski
Alman techno müzik arenasına adım attığı 1997 yılından günümüze, değişik takma adlar altında değişik plak… more
Stereo MC's festivaldeki en renkli konserdi
Festival programini ilk gördüğümde "-9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin en renkli ve çizgi dışı gecesi… more
Soğuk Şehirden Sıcak Sesler: NuSpirit Helsinki
Finlandiya’nın Helsinki şehrinden misafirlerimiz var. Afro, latin ve Afro-Amerikan etkileşimli sound’lar, funk, soul ve caz’ın… more
Caz ırmağının üzerinde elektronik köprüler
Her geçen gün daha da yoğunlaşan, belirginleşen bir birliktelik. Elektronika ve Caz. Caz ırmağının üzerindeki… more
Herbert yoktu , Pressure Drop ve Organic Audio vardı
10. İstanbul Caz Festivalinin kapanış aktivitesi Groovology, Matthew Herbert Büyük Bandosunun eksikliğine rağmen, Organic Audio… more
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü Matthew Herbert
Elektronik müziğin akustik flörtçüsü, on parmağında on marifet Matthew Herbert, muhteşem bir orkestrasyonla oluşturduğu ‘The… more
House’a Fransız dokunuşu: Llorca
Ünlü Fransız aşçı Ludovic Llorca Şubat ayının 28'inde sevilen restaurant 'Babylon'da uygulamalı "French House" tarifleri… more
İskoçyalı Fransız: Aqua Bassino
Fransa, tarihinden bu günlere yadigar kalan milliyetçiliğini maalesef bir çok anlamda yitirdi. Verebileceğim en basit… more
Jay Kay ve çetesi İstanbul’da eylem hazırlığında
İçinizde, "Jay Kay'i tanımıyorum ki, o da kim?" diyenler var ise -ki ihtimal vermiyorum- onlara… more
Goldfrapp de 80’li yıllar virüsünü kaptı
Goldfrapp'de kendinden beklenmedik şekilde, etrafa yayılan elektro-clash ve elektro-pop virüsünü kapmış, yatağa düşmüş. İyileştiğinde ise… more
Rock’n Coke kasabasından izlenimler…
6-7 Eylül'de Hezarfen Havaalanı'nda Coca-Cola sponsorluğunda ve Pozitif, İKSV işbirliğiyle düzenlenen Rock'n Coke festivali'nin ardından… more
Kirk Degiorgio sunar: As One - So Far (So good)
Ubiquity Records'un önemli şahsiyeti As One'ın 12 yıllık müzikal yolculuğunu gözler önüne seren retrospektif albüm… more