Ağustos başından beri Londra'nın 'System' kulübünde Mark Broom ve Terry Mitchell ile birlikte "resident/ev sahibi dj" olan Marco Carola, bu gelişmeden sonra kısa Frankfurt macerasına son vererek kesin olarak Londra'da yaşamaya karar verdi. Zaten Avrupa'nın ve dünyanın çeşitli şehirleri arasında mekik dokuyan Carola için, İngiliz techno camiası ile daha sıkı bir etkileşim ve iletişim içinde bulunma şansını elde etmek gerçekten güzel ve belki de gerekli bir gelişme oldu. İlerleyen zamanlarda bu hava değişiminin nasıl meyveler (EP'ler) vereceğini hep birlikte göreceğiz. Gerçi çok büyük bir değişim beklemiyorum, neden derseniz; asıl değişim zaten "Open System" ile gerçekleşmişti.

2001 Ekim'inde yayınlanan "Open System" albümü Marco Carola'nın arenadaki yerinin ve saygınlığının yeniden gözden geçirilmesine sebep oldu. Avrupa çapında 20.000 satan 'Fokus' albümüyle hiçbir bağ içermeyen bu albüm, temel Detroit Techno bilincinden kopmadan, breaked-electronic-beat'ler, soft synth pad'ler ve melodik aranjmanlar içeren dört dörtlük bir techno albümü. Albüm aynı zamanda, Carola yaratıcılığı ve tarzının, Carola'nın purist techno mantalitesinin tam bir dışavurumu oldu. Böylelikle geçmişte Ritchie Hawtin hatta Jeff Mills ile aynı kefeye konan Carola, bu önermeyi yapan otoritelere ve camiaya muhteşem bir cevap verdi. Yapılan önerme kesinlikle doğruydu, günümüzde çoğunlukla maddi kaygılı ve tüketime endekslenmiş olarak süregelip aynı zamanda metamorfoz sancıları da taşıyan techno'nun değişim kıtasına, yeni bir deneysellik savaşçısı daha katılmış oldu.

Marco Carola zaten Almanya'da kaldığı dönemlerde 'Alman techno savaşçılarından' feyz alarak prodüksiyonlarını sürdürmüştü. Bu açıdan da Almanya'daki gelişmelerden ve techno'yu yeniden yeşertme çabalarından oldukça etkilenen Carola, bu albüm ile, bundan sonra techno camiasına nerede duracağının ve neler yapacağının sinyallerini de vermiş oldu.

Aslında Marco Carola, Napoli'de başlayan müzikal denemelerinin en başından beri hep yeninin ve gelişimin peşinden koştu. 13 yaşında davul çalarak başlayan müzikal hayatı, aldığı plaklarla ve 90'lı yıllarda çok popüler olan Acid House'la değişti. Acid House'la Carola'nın baterisinin pabucu dama atılmış, yerine 2 tane tape-deck ve bir mixer gelmişti. Bu yıllardaki Italo-House akımı ve Detroit Techno çılgınlığı sonucunda Carola kendi stüdyo'sunu kuracak kadar ileri gitti. Kurulan bu stüdyo'da Carola'nın üstün stüdyo ve mixing yeteneklerini gören arkadaşları, Davide Squillance ve Gaetano Parisio da onunla birlikte projeler üretmeye koyuldular. Bu çalışmaların sonunda Marco Carola saygın bir label olan "Mastered At Work (MAW)" ten bir 12" yayınlamayı başardı ve Ep'lerin arkası da geldi. Fakat başka plak şirketleri için prodüksyon yapmanın kısıtlayıcı olduğunu düşünen Carola kendine ait bir plak şirketi kurmaya karar verdi. Kendi gibi düşünen arkadaşlarını da yanına alarak "Design Music"i 1996'da kurdu. Bu label Gaetek (Gaetano Parisio) ve Random Noize gibi yetenekleri techno camiasına kazandırarak başarılı EP'ler yayınladı.

Carola'nın ünü, kendine özgü "3-Deck mixing" tekniğinin de etkisiyle tüm dünyaya yayıldı. Marco Carola ismi, dünyadaki en önemli kulüplerin flyer'larında (Liquid Room (Tokyo), The End (London), Tresor (Berlin), Orbit (Sheffield), Kitchen (Dublin), Twilo (New York), Fuse (Brussels), Rex (Paris), Zouk (Singapore)) ve dünyanın en önemli festivallerinde) Love Parade, 2 Tribes, I Love Techno, Borealis, Sonar) göründü.

Carola'nın dünya çapındaki bu gezilerinin sonucunda doğan ve dj-dans techno'sunu öncelikli olarak hedefleyen çalışmalarının yayınladığı "1000" projesi ise "Gadgets" ve "i220"nin kurucusu Corrado Izzo'nun katılımıyla yeni bir boyut kazandı. Corrado ve Carola kartelinin sonucunda iki yeni label doğdu. "Zenit" ve "Question". Napoli ve İtalyan techno'sunun sesi konumuna gelen "Question" ve "Zenit", Stanny Franssen, Rino Cerrone gibi taze kanlarla desteklenerek tüm dünyada saygı görmeye devam etti.

Bu iki label şu anda "Electronic Label Pool (EPL)"himayesi altında daha güçlü ve global bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Marco Carola ise halen bu label'lardan prodüksyonlar yapmaya ve Sven Vath'in sahibi olduğu "Cocoon"djlik ajansıyla dünyanın çeşitli yerlerinde performanslar sergilemeye devam ediyor.

13 Kasım akşamı İstanbul'un Marco Carola gibi bir tekno devini ağırlayacak olması tüm techno severler için gerçekten çok heyecan verici. Eğer sizde tekno'yu seviyor, bu müzikle eğleniyorsanız ve kısalan günlerin olumsuz psikolojik etkilerinden yakınıyorsanız, Marco Carola'nın beat'leri sizi çok fena ısıracak!

Christopher Çolak
Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.