Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels



Juan Atkins: Zaman ve sınır tanımadan techno
Techno müziğin ilk dönemlerinde öncelikle Kuzey Amerika’da yeşeren yeni akımın ve ilk jenerasyon Detroit Techno’nun babası sayabileceğimiz Juan Atkins, herkesten önce techno müziğin gizli kapısını aralamıştı. 80’lerin zengin müzikal içeriğini synthesizer olanaklarıyla ve ilk tape tecording teknikleriyle birleştiren Juan Atkins, 80’li yılların ortalarında bizim şu anda techno ve electro olarak adlandırdığımız ve bildiğimiz müzikleri icra etmeye başlamıştı bile.



New Wave’in ve sonrasında gelen yeni dalgaların etkisi Avrupa müzikal faunasını değiştiredursun, yoğun caz soslu endüstri şehri Detroit’teki yeni jenerasyon da, bu farklı seslerin peşinden gitmeye hazırlanıyordu. 

Dedelerinden yadigar kalan müzikal mirası göz ardı etmeden Avrupa’dan gelen yeni müziklere ve teknolojilere de kulak kabartan bir avuç siyah genç, güncel techno müziğin temellerini işte o günlerde attılar. Juan Atkins önderliğinde çakılan kıvılcım, Kevin Saunderson, Derrick May, Eddie “Flashin” Fowlkes ve sonrasında Jeff Mills gibi ikinci jenerasyon Detroit prodüktörleriyle efsaneleşti. İşte tam o yıllarda techno müzik Tresor kulübünde Detroit’ten Berlin’e sıçradı ve kısa zamanda tüm Avrupa-Britanya hattında yayılarak güncel elektronik müziğin en besleyici ve ucu açık örneklerinden biri haline geldi.

Halen güncelliğini ve önemini koruyan zamansız Detroit techno’nun ilk hali ise yaşadığımız şu günlerde yeniden fazlasıyla popüler. Analog ekipmanların ve kayıt tekniklerinin verdiği hazzı yeni teknolojilerle birleştiren günümüz prodüktörleri, ölümsüz ve sonsuz tınıların formülüne bir adım daha yaklaştılar gibi görünüyor.

Elektronik müziğin en önemli alt türlerinden biri olan techno ve bu müziğin neredeyse her evresinde DJ ve prodüktör kimliğiyle yer almış çok önemli şahsiyet, Detroit Techno üstadı “Magic” Juan Atkins röportajı.

80’lerden itibaren yükselen bir ivmeyle yaşanan siber kültür çılgınlığı ve bilişim teknolojileri çılgınlığı ve yeni yazılımların elektronik müziğin geçmişe dönük olarak anlamında bir şeyler kaybettirdiğini düşünüyor musun?
Evet ne demek istediğini anladım ve bu düşünceye tamamıyla katılıyorum. Ama ortada kötü müzikler olduğu kadar iyi müzikler de var. Daha önce akla gelmemiş fikirler ve düşünceler de gün yüzüne çıkıyor. Bir taraftan iyi şeyler de oluyor. Sonuç olarak kötü bir durumdan bahsetmek yersiz. Ama ben hala klavye kullanıyorum bildiğin gibi ve her şeyi eski, oldskool şekliyle yapıyorum. Benim yaptığım aslında tam olarak mixing.

80’lerin sonu ve 90’ların başını hesaba katarak, güncel electro, techno ve house sound’ların konumu hakkında ne düşünüyorsun?
80’lerden bahsedecek olursak, o dönemde teknoloji, sesi ve gürültüyü ezberleyebilecek ya da geniş bir ses ve sample havuzunda çalışmaya imkan verecek kadar gelişkin değildi. Şu anda durum bu konuda çok daha ilerde. Buna rağmen bir çok insan hala eski, orijinal sesleri ve sound’ları duymak istiyor. Eski sesler bence de hala çok daha iyi, ve öyle olmaya da devam edecek. Teknoloji her zaman işe yaramıyor.

Şu sıralar eski Detroit ve Chicago sound’u yeniden çok popüler hale geldi ve eski bir çok plak yeniden basılıyor. Sence bunun sebebi, güncel müziklerdeki yaratıcılıkta yaşanan kısırlıktan doğan doğal bir talep mi?
Olabilir. Mesela ben bir plak dükkanına gittiğim zaman sadece güzel şeylerle ilgileniyorum. Sevmediğim şeyleri dinleyip zaman kaybetmek istemiyorum. Plak kapakları, renkli viniller, ya da label’lar beni pek de ilgilendirmiyor açıkçası. Güzel müzikten başka benim için önemli bir şey yok.

Son olarak R&S’ten  geçtiğimiz yıl “20 Years Of Metroplex: 1985-2005” isminde bir retrospektif albüm yayınladın. Ayrıca Tresor’dan da Pacou ile birlikte kaydettiğin “The Berlin Sessions”albümünü yayınladın. Bu projelerden biraz bahseder misin?
Pacou’yla gerçekleştirdiğimiz “The Berlin Sessions” aslında bir Infiniti projesiydi. “20 Year Of Metroplex: 1985-2005”te ise aslında daha önce sadece plak olarak basılmış prodüksiyonlarımın CD formatıyla buluşması içindi. Eski prodüksiyonlarımın daha çok insana ulaşmasını sağlamak için diyebiliriz.

Berlin’in ve Tresor’un techno müzik için belki de ayrıca bir önemi var. Blake Baxter’ın, Juan Atkins’in ve Jeff Mills’in Avrupa scene’îyle ilk temas noktası. Bir anlamda Detroit’in Avrupa’ya açıldığı pencere. Şu anda da Richie Hawtin, Dan Curtin, A Guy Called Gerald gibi bir çok isim Berlin’de yaşıyor. Sence Detroit ve Berlin arasında ne gibi benzerlikler var?
Evet Berlin benim için de önemli bir şehir. Bilemiyorum alsında. İkisi de ne çok hızlı ne de çok yavaş, çok ortada ve her şey var. Ayrıca Berlin’de aynen Detroit’te olduğu gibi çok iyi bir “vibe” var. Saydığın isimler orada kendilerini rahat hissettikleri için oradalar dır eminim ki.      

Techno’nun en çok hangi şeklini seviyorsun ? Örneğin electro mu yoksa melodik Detroit Techno’mu tercih edersin?
Hepsini seviyorum tabii ki. Özellikle yaptığım her şeyi çok seviyorum. Tüm Metroplex release’lerini. Çünkü gerçekten sevdiğim şeyi yapıyorum. Sanırım fazla aksak ritim sevmesem de electro’yu birazcık daha çok seviyorum.

Peki sence çok genel anlamda Avrupa ve Kuzey Amerika sound’u arasındaki göze çarpan farklar nedir?
Bu karmaşık bir soru. Her eyaletin her şehrin kendine özgü bir sound’u vardır. Detroit’in kendine özgü bir sound’u var. Chicago’ya dönecek olursak orada da tamamıyla farklı bir ses örgüsü dikkati çekiyor. İşin ilginç tarafı iki şehir arası karayoluyla sadece 4 saat uzaklıkta.
Bu sorunun gerçekten bir cevabı olduğunu sanmıyorum.

“Magic” Juan Atkins, Model 500, Cybotron, Infiniti, tüm bu isimlerin arasında en çok hangisini seviyorsun?
Hepsini. Gerçekten hepsini seviyorum. Hepsinin kendine göre ufak ayrımları ve karakteristikleri var benim için.

Yeni bir şeyler üzerinde çalışıyor musun? Yeni bir albüm mesela?
Tam olarak değil. Şu sıralar yeni bir albüm için kendimi tam olarak hazır hissetmiyorum diyelim. Birkaç yıldır arkama yaslandım ve dinleniyorum. Belki bir Model 500 albümü olabilir. Sadece bir albüm için gerçekleştireceğim bir canlı performans kaydı. Yani aslında yeni bir albüm gelecek.

Eski prodüksiyonlarından re-pressler veya remix’ler yayınlamayı düşünüyor musun?
Remix konusunda pek emin değilim ama kesinlikle re-press’ler olacak. Remix’ten ziyade yeni şeyler yayınlamayı tercih ederim.

 
Röportaj: Christopher Çolak

Bu röportaj daha önce Clubintro.com'da yayınlanmıştır,.

Interviews
 

Dominik Eulberg

Techno ranger from Westerwald: Dominik Eulberg
While not being a forest ranger, Dominik Eulberg produces techno that no one else is… more

T.E.E.

T.E.E.: Turzi Électronique Expérience
French pyschedelia virtuoso Romain Turzi gone wild with his real synths and analogue recording techniques… more

Hardfloor

Two Decades of Hardfloor
One of Germany’s best techno outlets, Hardfloor has been doing electronic music for 20 years… more

Kate Simko

Kate Simko: Soul & Heart
Chicago's Kate Simko is digging deep with her diverse style, full of soul & heart. more

Niederflur

Niederflur: Techno with an attitude
Cologne based duo Niederflur has been releasing mind blowing techno music since the early 90’s. more

Kaiserdisco

Kaiserdisco: "In No One's Shadow"
Kaiserdisco duo has gained reputation with their high quality dance floor tracks all around the… more

Michael Mayer

St. Vinyl: Michael Mayer
"You can get into trouble but you can also find a new friend" says Michael… more

Mr G

Mr G: Still Here
Most of us know Colin McBean for years now and he is making people dance… more

Mr G

Mr G: Hala Burada
90’lı yılların başından beri techno müziğin en önemli figürlerinden olan Colin McBean aka Mr G… more

Phonique

Phonique: Kissing Strangers
Phonique is kissing strangers in his new album released from the label of ‘best kept… more

FM Belfast

Be friends with FM Belfast
Do you really think that Iceland is all about melancholy, coldness and dark melodies? No… more

Danton Eeprom

Danton Eeprom: The most serious Frenchman
Londoner Frenchman Danton Eeprom is one of the most inlfuential and inspiring and emerging talent… more

Maayan Nidam

10 shots from Maayan Nidam
I caught Maayan Nidam just before her Vodka shots and asked her real questions before… more

Orlando Voorn

Orlando Voorn: Transit Technocu
Detroit techno denince ilk akla gelen isimlerden olan Orlando Voorn şu günlerde hiç olmadığı kadar… more

Jimmy Edgar

Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli… more

Emika

Emika Drops The Other
Electronic music world is yet not aware but Emika is the next big thing in… more

Jason Smith

When Ai Was Ten
One of the world's most underground and best electronic music labels, Ai Records is celebrating… more

Phil Kieran

Phil Kieran's "Shh"
One of world's busiest electronic music producers and DJs, Phil Kieran released his debut "Shh"! more

Estroe

Estroe and her "Elemental Assets"
One of the best DJanes around, Estroe proves herself also in the production area with… more

Deniz Kurtel

Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki… more