Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli ve uçuk müzisyenlerden biri.
Sadece müzisyen olduğunu söylemek ise büyük haksızlık olur. Daha sakalı çıkmaya başlamadan önce Detroit'in arka sokaklarında en iyilerle plak döndürmeye başlayan, sonra ise Warp Records ile yaptığı anlaşma ile tüm dünyaya kendini tanıtan Jimmy Edgar, yeni neslin heyecanla takip edeceği türden bir moda ikonu gibi. Son günlerde moda fotoğrafçılığına soyunan Jimmy Edgar kendi deyimiyle 'Fütüristik bir Prince Makinesi' gibi.
Müzik yapmak için moda tasarımı eğitimini yarıda bırakan Jimmy Edgar hiçbir zaman sanat ve yaratıcılıktan kopmadı. Hacking'ten de. Çok iyi bir programcı olan Jimmy'nin yaptığı şeyler sansasyonel, fazlasıyla kavramsal ve insan üstü.
2012'de kıyamet koptuktan sonra geride kalanlar için bir yol çizmek ve onlara ilham vermek istediğinden mi başlasam yoksa yeni albümüne harcadığı çabadan ya da NY'daki jet set partilerde devirdiği çamlardan mı…
Jimmy Edgar gerçekten hala ilk Warp günleri kadar ilginç ve özellikle yeni denemeye başladığı stiliyle çok büyük ses getirecek. Vocoder'ıyla klavyesini birleştiren ve şimdiye kadar dinlediklerimizden daha farklı bir müzikal formatla yeni albümünü kotaran Jimmy Edgar'ı ilerleyen yıllarda da yeni teknolojiler ve sanat projeleriyle birlikte anacağız.
9 Ocak akşamı Ghetto'da canlı olarak sahne alacak bu adamı kaçırmayın. Çünkü bir dahaki sefere belki bienal'de bile karşımıza çıkabilir. İnsan Neyle mi yaşar? Bu sorunun cevabını Jimmy Edgar'dan daha iyi kim verebilir?
Bugünlerde neler yapıyorsun, yeni release'ler yolda mı?
Evet hem de bir çoğu! Şu anda bir sürü plak şirketiyle birlikte çalışıyorum, en önemlisi ise üzerinde bana ait kan, ter, göz yaşı ve spermlerin olduğu “Deeper” albümüm için baharda yayınlayacağım bir label düşünüyorum, belki bedava olarak da yayınlayabilirim! Citinite ve No19 için yeni plaklar var. Hypercolour'dan “Be There” EP'si.
Items & Colors/Minus benim “Funktion” isimli single'ımı yayınladı. Magda Fabric mix CD'sinde “Beat Squared” isimli parçamı kullandı. İspanyol iki yeni label Semantica ve Tracy Recordings için sınırlı sayıda basılacak remix'ler ve parçalar yaptım. Gerçekten artık ben bile takip edemez oldum.
Unutmadan en önemli olaylardan biri de Aux88'in 'Mad Scientist' albümünden yeni bir EP benim bir remix'imle yayınlanacak. Şimdiye kadar yaptığım en iyi remix'lerden biri çünkü yeni Detroit stilimi gözler önüne seriyorum. Müzik dışında ise Detroit'te sergilenecek karışık teknik tuvallerim üzerinde çalışıyorum, ayrıca Los Angeles'lı yetenekli tasarımcı Brian Lichtenberg için moda fotoğrafları çekiyorum.
Citinite'tan, sonra oldukça underground bir electro label'ından, hemen ardından ise Minus'tan bir plak yayınladın. Özgür olmak ve hiç bir plak şirketine bağlı olmak istemediğin için mi böyle bir yol seçiyorsun?
Bunun sebebi egoist olmam. Aynı anda bir sürü müzik üzerinde çalıştığım ve hepsini de yayınlamak istediğim için. İşlerimle gurur duyuyorum ve yayınlandıkları zaman beni parlatıyorlar. Her zaman bir çok label ile çalışacağım. Artık sadece Warp için çalışmıyorum. Label'lar artık benim gelecek planlarımda yoklar çünkü artık para kazanamıyorlar. Eskiden bütün iş olabildiğince parça ve remix yaparak bunları yayınlayıp para kazanmaktan geçiyordu, şimdi ise durum değişti.
Artık kimse müzik satın almıyor. Takdir edildiğim, saygı gördüğüm sürece bununla bir problemim yok. Bu aşkı ve sevgiyi kesinlikle beni sevenlere geri vereceğim. Hayranlarımı aşığım olarak görüyorum. Onları müziğimle âşık ediyorum çünkü gerçekten müzik bence seksüel bir çekim ve titreşim barındırıyor içinde.
Moda ve tasarım konusunda hala aktif misin?
Sadece fotoğraf. Artık eskisi gibi moda tasarımı ile ilgilenmiyorum. Çok tüketim odaklı bir alan ve artık yapacak başka işlerim var. Örneğin diğer tasarımcıları benim hiç yapamayacağım kadar iyi tasarımlar yapabilecekleri alanlarda faydalı hale getirmeye çalışıyorum. Bunu moda fotoğrafıyla yapabileceğimi fark ettim ve bu alana yöneldim. Şu anda hikayelerin fikirleriyle, mankenlerin yüzlerindeki ifadelerle ve pozlarıyla oynayabiliyorum ve bu şekilde tasarımcıların yeni şeyler yapmasına yardımcı oluyorum. İşlerim kesinlikle sanatsal. Reklam fotoğrafı çekmiyorum.
Müzik haricinde neler yapıyorsun?
Herşeyi! Çünkü uyuyamıyorum. Etrafımdaki pek çok insan gibi hiper aktiviteden muzdaripim. Bunu nasıl kullanacağımı hala bilmiyorum. Son olarak bir filmde çalışıyordum mesela, moda fotoğrafından esinlenen bir film. Günlük hayatta yaptığım her şeyi yapabileceğim bir sanat şekli bulmuş oldum sonunda. Bazı sahnelerde tablolarım var, süper modellerle çalışıyorum, seksüel çekim ve senaryo parçaları, uyuşturucular, müzik ve ses tasarımı, ayrıca diğer grafik tasarım işleri.
Şu günlerde nasıl müzikler dinilyorsun peki?
Müzik dinlemiyorum desem? Cadillac'ımda bir Steve B tape'i var, onu dinliyorum. “Spring Love” gerçekten güzel bir parça. Onun dışında “Midnight Star“ kaydı da şu günlerde pikabımdan inmiyor.
Uzun bir süre sonra İstanbul'a gelecek olmak seni heyecanlandırıyor mu? Bu sefer biraz daha kalmayı düşünüyor musun, çünkü artık burada da sanatsal anlamda heyecan verici gelişmeler oluyor...
Çok heyecanlıyım. İstanbul daha önce performans sergilediğim yerler arasında beni en çok etkileyenlerden biriydi. İlk ve tek sahne aldığım zaman mekândaki herkesten çok güçlü bir seksüel titreşim aldım. Ayrıca kadınların güzelliğine de hayran kaldım. Bu sefer gelişimde bir kaçını kenara çekip fotoğraflarını çekmek ve derin konular hakkında konuşmayı çok isterim!
Son sefer geldiğimde ben çalarken bir sürü insanın öpüştüğünü hatırlıyorum, bu gerçekten çok ateşliydi. Ayrıca o gece bir kıza da fena halde tutuldum. Sonra çok düşündüm o kızı. Ben çalarken elinde gecenin flyer'ıyla geldi ve benim yüzümün olduğu yerden kalp şeklinde bir parça kopartıp bunu ekipmanımın üzerine bırakıverdi. Kalbim neredeyse eriyecekti! Şimdi bu anıların tekrar yeşerebileceği ve o gece orada olacak tüm güzel kızların kalbinde aşk olacağını düşünerek kendimi hazırlıyorum.
Bu sefer canlı çalacaksın belki gece ile ilgili ayrıntılar da verebilirsin?
Seksi, tempolu, yenilikçi, taze, funky, vokalli ve sytnh sololu bir müzik. Sanki fütüristik bir Prince makinesi gibi. Senkronize kalp atışlarının dans edişi gibi.
Yeni disco ve deep revival hakkında ne düşünüyorsun?
Aslında neden bahsettiğini bilmiyorum. Trend'leri seviyorum ve takip ediyorum. Birileri “-trend’leri takip etmeyi sevmiyorum” dediğinde bunu çok aptalca buluyorum. Bence bunu söyleyen herkes cool görünmeye çalışan bir idiyott’ur. Gerçekçi olun biraz! Sevmediğim az şey var, tolere edemediğim az şey var. Her şeye bir şans vermeye meyilliyim ama bunun hakkında en katı fikirlerimi de söyleyeceğimden ve bundan hiç gocunmayacağımdan da kuşkunuz olmasın!
Gelecek planların nedir?
2012'den sonra başlayacak yeni çağda, oluşacak yeni medeniyete hayat vermek istiyorum. Sanatım ve fikirlerimle insanlara ilham vermeyi umuyorum!
Röportaj: Christopher Çolak
21 Aralık 2009