Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Deniz Kurtel



Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki de en önemlisi Deniz Kurtel çok yakında Crosstown Rebels etiketiyle adını herkese ezberletecek.

Deniz Kurtel NY’un göbeğinde tüm Wolf+Lamb ekibiyle beraber yaşıyor. Sürekli müzik yapıyor ve parçalarını Seth Troxler, Jamie Jones, Gadi Mizrahi, No Regular Play ile paylaşıyor, onlarla partiliyor ve müzik yapmadığı zamanlarda ise ilk göz ağrısı sanatla ilgilenmeye devam ediyor.

Daha önce interaktif heykeller yapan ve bunları Burningman, Communikey, Horizons, Love's Secret Domain ve Rabbit Hole gibi bir çok galeride ve festivalde sergileyen Deniz Kurtel 2005 yılından beri Willamsburg’deki Marcy Hotel’da gelenek haline gelen Wolf+Lamb partilerinde performans sergilerken, birden kendini elektronik müzik yaparken buldu. Bir buçuk yıldan fazla süredir elektronik müzikle haşır neşir olan ve görünen o ki bu alanda fazlasıyla yetenekli olan Deniz Kurtel dinleyenleri şaşırtmaya devam ediyor. Özellikle ilk EP’si Whisper’daki “Fall” isimli parça neden onu bir çok insanın erkek sandığını açıklıyor.

Hala büyük ölçüde önyargıyla bakılan DJane’lerin ve kadın prodüktörlerin aslında doğru alanlarda ilerlediklerinde neler yapabildiklerine ve yapacaklarına çok güzel bir örnek Deniz Kurtel. Özellikle de Bloodymary, Estroe ya da Dinky gibi isimlerin albümlerinin yayınlandığı dönemde böyle bir prodüktör hakkında konuşuyor olmak daha da güzel.

Crosstown Rebels etiketiyle yayınlanacak debut’sünün öncesinde büyük çıkış yapan yeni label’lardan biri olan Wolf+Lamb’den oldukça iyi bir EP’yle karşımıza çıkan Deniz Kurtel, Türkiye’nin adını bir kez daha dünya elektronik müzik arenasına hatırlatacak. Kendine özgü sound’uyla kısa sürede hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen Deniz Kurtel bir aksilik olmazsa şubat ayında yeni albümünü bitirip Wolf+Lamb ekibiyle turneye çıkacak. Kim bilir şu anda kesin değil ama belki onu İstanbul’da canlı bile izleyebiliriz.

Ne kadar zamandır  Brooklyn'desin, orada neler yapıyorsun?
Yaklaşık 7 senedir Brooklyn'deyim. İlk olarak okul icin gelmiştim. Okuldan sonra birkaç sene LED enstelasyonlarım ile uğraştım. 1.5 senedir de müzik ile uğraşıyorum.

İlk dinlediğin elektronik müzik plağını ya da albümünü hatırlıyor musun? Şu sıralar neler dinliyorsun?
Depeche Mode'dur herhalde. Şu sıralar daha cok arkadaşlarımın yaptığı ve çaldığı müzikleri dinliyorum. Gadi ve Zev (Wolf+Lamb), No Regular Play, Le Loup, Nicolas Jaar, Soul Clap, Seth Troxler, Jamie Jones...

Sevdiğin plak şirketleri ve sanatçılar hangileri?
Wolf+Lamb, Crosstown Rebels, FXHE, sanatçılardan bazıları ise Seth Troxler, No Regular Play, Tensnake, Cassy, Metro Area, Erlend Øye, Larry Heard, Omar-S, Moodymann, J Dilla…

Elektronik müziğin güncel konumu hakkında ne düşünüyorsun?
Cok geniş bir soru, ama ilk aklıma gelen birkaç sey; dijital alanda sonsuz bir arz ve talep olmasına karşılık plak satışları malesef gittikçe düşüyor. Benim gözlemlediğim kadarıyla çoğu şirket için plak üretimi kendi başına bir kar kaynağı olmaktansa daha çok bir söylem, söz konusu parçalara böyle bir yatırım yaparak gerçekten arkasında durduklarını gösteren ve dijital satışları destekleyen bir promosyon aracı haline gelmeye başladı, (en azından underground müzikte).

Peki sizin oralarda şu sıralar neler oluyor, konuşuluyor?
Biz Brooklyn'deyken zamanımızın çogu yaşadığımız bina (the Marcy Hotel)'de geçiyor. Birinci katta Gadi ve ben, ve bazen Zev, üst katta Wolf+Lamb'in diğer sanatçılarından Greg ve Nick (No Regular Play) yaşıyor. Genelde müzikle uğraşıyoruz ve yaklasık ayda bir düzenlediğimiz partiler var, kısıtlı bir yer durumumuz olduğu için partilere gelen insan sayısı kontrolden çıkınca bazen ara vermemiz gerekiyor. Wolf+Lamb bu yaz turlarına başladılar ve önümüzdeki birkaç ay coğunlukla Avrupa'da olacaklar, ben de birkaç ay sonra tura başlayacağim için büyük ihtimalle Şubat'a kadar İzmir'de ailemin yanında olacağım, albümü bitirip canlı show'a hazırlanırken. Bu yüzden şu aralar eskisi kadar Brooklyn'de bulunmuyoruz.

Wolf+Lamb'le nasıl kontak kurdun? Süreci biraz anlatır mısın?
İlk partilerinden birinde tanıştık ve o günden beri beraberiz. İlk tanıştığımız sırada ben henüz okuldaydım. Daha sonra, LED enstelasyonları yapmaya başladıktan sonra Wolf+Lamb partilerinde işlerimi sergiliyordum, daha sonra müzik yapmaya başladım ve şu sıralar katılımım daha çok müzik şeklinde.

Kubickle T Bar'daki parti nasıl geçti?
Çok güzel, üst katta oldu parti, alt kata göre daha sempatik ve rahat bir ortam, ses sistemi o kadar iyi olmasa da atmosfer gerçekten çok güzeldi. Wolf+Lamb turlarına başladıklarından beri çaldıkları müziğe en iyi tepkiyi Londra'da aldılar.


Müzik yaparken nelerden ilham alıyorsun?
Söylemek zor, ama duyduğum müziklerden farkında olmadan mutlaka ilham alıyorumdur.

Genellikle izlediğin belirli bir yol veya süreç var mı?
Başladığım bir parçayı illa bitirmeliyim diye uğraşmıyorum. Bir parça üzerinde saatlerce calıştığım oluyor ama bu süreç içinde bir anda o parçadaki bir sesten başka bir parça oluşuveriyor, onu bitiriyorum. Yarım kalan parçaları da belki canlı performansımda kullanabilirim diye saklıyorum.

Crosstown Rebels'dan debut'nü yayınlayacaksın. Gelecek projelerinden biraz bahseder misin?
Crosstown'da once N/A için yaptığım remix, ardından bir single, sonra şubat-mart 2010 civarı da albüm. Crosstown kontratım tamamlandıktan sonra Wolf+Lamb için müzik yapmaya devam etmeyi planlıyorum. Henüz bir canlı performansım yok ama şubat ayında çalmaya başlamam bekleniyor. Biraz stresli bir durum, ama bu çesit baskılar bazen iyi oluyor. Olmazsa da olmaz tabii, şimdiden bir şey söylemek zor çünkü öncelikle albümü bitirmekle uğraşıyorum.

İstanbul scene hakkında neler söyleyeceksin, belki NY ve diğer yerlerle de kıyaslayabilirsin?
2004-2005 arası bir seneye yakın İstanbul'daydım, onun dışında İstanbul'da bulunmadım, o yüzden bir şey söyleyemeyeceğim.

Normal hayatında müzik dışında neler yaparsın?
LED sanatı, başka sanat projeleri için araştırmalar yapıyorum, ailemle vakit geçiriyorum.


Parçalarının özel anlamları veya isimlerinin ardında hikayeler var mı?
Birkaçının var, bazen de içindeki vokallerden esinleniyor.


Yaptığın müziği nasıl tanmlarsın, sınıflandırmak veya anlatmak gerekirse ne söylersin?
Başkaları belli bir sınıflandırmaya sığmadığını söylüyor, ben de pek tanımlayamıyorum aslında, ama coğunlukla elektro özellikleri var diyebilirim, arada house tarzı olanlar da var, tam bilemiyorum devamlı değişiyor.

İstanbul'da her geçen gün daha çok kadın elektronik müzikle ilgileniyor, ama hala bu sayı oldukça az. Sence bu kadar az olmanızın sebebleri neler olabilir?
Coğu sektörde olduğu gibi bu sektör de hala erkek ağırlıklı. Kadınlara karşı hala biraz önyargı var, sanki beceremez, ya da becerse de yeteneği değil de dişiliğiyle bir yere geldiği yönünde… Belki bazı kadınlar için bu doğru olabilir, ama genelde böyle haksız bir tutum seziyorum. Beni şu an tanımayan coğu insan erkek zannediyor, erkek olduğumu var sayıyor, parçalarım için tebrik mesajı yazan ya da soru soranlar, ya da benimle ilgili yazılan bazı yazılarda bana erkek olarak hitap ediyorlar. Sonra da benimle tanışınca bazıları şok oluyor ve bu müziğin tamamını sen mi yaptın diye soruyorlar Bu tarz soruların kaynağı olan genel tutum bazı kadınların cesaretini kırıyor olabilir. Benim erkek arkadaşım Gadi bile, kız arkadaşının müziği olduğu için yayınlıyor diye konuşulmasından çekindiği için 1 seneye yakın hazır olan parçalarımı yayınlamadı ve ben Crosstown Rebels anlaşmasını yaptıktan sonra Wolf+Lamb plağımı yayınladı.


İstanbul'daki bedroom producer'lara tavsiyelerin var mı?
Hedeflerinin ne olduğuna bağlı. Ben çoğu insanın geçtiği süreçten farklı bir süreçten geçtiğim için bazı konularda tavsiye verecek pozisyonda değilim.  Müziğimi plak şirketlerine gönderme, DJ ya da prodüktör olarak ismimi duyurmaya calışma gibi çabalarım olmadı, ben daha çok hobi olarak bunu yapıyordum, etrafımda bir kaç tanıdığımla paylaştım sadece müziğimi ve bir kaç kişinin ilgi duyması sonucu yayınlanmaya başladı. DJ’liği ya da canlı çalmayı bile bilmiyorum, tavsiye vermek için bu alanda cok yeniyim yani. Tek söyleyebileceğim, belli bir sınıfa girmeye çalışmadan içinden ne geliyorsa ama ciddiye alarak, disiplinli bir şekilde yapmak, o şekilde değişik ve otantik şeyler ortaya koymak mutlaka yerini buluyor ve bu zamanın iyice kalabalıklaşmış endüstrisinde sanatsal olarak daha çok değer görüyor.


DJ sety yapmak ya da canlı çalmak konusunda planların var mı?
DJ set yok, canlı performansımı hazırlayabilirsem daha once de söylediğim gibi şubat civarı çalmaya başlayacağım.

Seni ne zaman İstanbul'da dinleyebileceğiz?
Emin değilim, şu an düzenlenen turda bildiğim kadarıyla İstanbul yok, belki seneye...


Röportaj: Christopher Çolak
09 Kasım 2009

 

Interviews
 

Dominik Eulberg

Techno ranger from Westerwald: Dominik Eulberg
While not being a forest ranger, Dominik Eulberg produces techno that no one else is… more

T.E.E.

T.E.E.: Turzi Électronique Expérience
French pyschedelia virtuoso Romain Turzi gone wild with his real synths and analogue recording techniques… more

Hardfloor

Two Decades of Hardfloor
One of Germany’s best techno outlets, Hardfloor has been doing electronic music for 20 years… more

Kate Simko

Kate Simko: Soul & Heart
Chicago's Kate Simko is digging deep with her diverse style, full of soul & heart. more

Niederflur

Niederflur: Techno with an attitude
Cologne based duo Niederflur has been releasing mind blowing techno music since the early 90’s. more

Kaiserdisco

Kaiserdisco: "In No One's Shadow"
Kaiserdisco duo has gained reputation with their high quality dance floor tracks all around the… more

Michael Mayer

St. Vinyl: Michael Mayer
"You can get into trouble but you can also find a new friend" says Michael… more

Mr G

Mr G: Still Here
Most of us know Colin McBean for years now and he is making people dance… more

Mr G

Mr G: Hala Burada
90’lı yılların başından beri techno müziğin en önemli figürlerinden olan Colin McBean aka Mr G… more

Phonique

Phonique: Kissing Strangers
Phonique is kissing strangers in his new album released from the label of ‘best kept… more

FM Belfast

Be friends with FM Belfast
Do you really think that Iceland is all about melancholy, coldness and dark melodies? No… more

Danton Eeprom

Danton Eeprom: The most serious Frenchman
Londoner Frenchman Danton Eeprom is one of the most inlfuential and inspiring and emerging talent… more

Maayan Nidam

10 shots from Maayan Nidam
I caught Maayan Nidam just before her Vodka shots and asked her real questions before… more

Orlando Voorn

Orlando Voorn: Transit Technocu
Detroit techno denince ilk akla gelen isimlerden olan Orlando Voorn şu günlerde hiç olmadığı kadar… more

Jimmy Edgar

Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli… more

Emika

Emika Drops The Other
Electronic music world is yet not aware but Emika is the next big thing in… more

Jason Smith

When Ai Was Ten
One of the world's most underground and best electronic music labels, Ai Records is celebrating… more

Phil Kieran

Phil Kieran's "Shh"
One of world's busiest electronic music producers and DJs, Phil Kieran released his debut "Shh"! more

Estroe

Estroe and her "Elemental Assets"
One of the best DJanes around, Estroe proves herself also in the production area with… more

Deniz Kurtel

Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki… more