Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

Havantepe



Havantepe’den techno’nun dub hali.
Koca İstanbul’un sınırlarında, şehrin gürültüsünü artık duyamayacak kadar uzaklaştığınızda doğru yerde, Havantepe’de, techno’nun dub halindesiniz.



Chord’ların ve reverb’lerin ebedi etki alanına girdiniz. Detroit techno’nun diyarından Tresor’un tozlu koridorlarına uzanan bu sound, Basic Channel ve Maurizio düsturlu bu techno çeşidi yıllardan beri ihtişamından ve etkisinden bir zerre dahi kaybetmedi. Techno’nun en saf ve etkileyici hali olan bu müzik, dünya üzerinde bir süredir yeniden popüler. Özellikle içerdiği yoğun atmosferik ve ambient öğelerle farklı disiplinlerdeki müzik dinleyicisinin ilgisini çeken bu müzik halen çok verimli underground komüniteler ve limitli basımlar sayesinde hayatını sürdürüyor. Çok sağlıklı bir müzikal fauna’dan bahsediyoruz.

Diğerleri de kullanmaya başlamadan önce renkli vinilleri bize uzun süre sonra yeniden armağan eden plak şirketlerinden. Genellikle internet üzerinden ve sadece 100-250 gibi limitli sayılarda basılıp satılan, heyecan verici plaklardan. Soultek, Echospace, Brendon Moeller ve Rod Modell gibi yaşı geçkin prodüktörlerin yanında Luke Hess, Atheus, Bvdub ve Quantec gibi yeni jenerasyon isimler de dikkat çekmeye devam ediyorlar. Asıl önemlisi ise Türkiye’de de bu alanda çok iyi işler üreten ve gelecek vadeden prodüktörlerin olması.

Bir elin parmaklarıyla sayılabilecek kadar az prodüktörün yetiştiği ülkemizde Fatih Tüter aka Dubatech ve İsmail Genç aka Havantepe istikrarlı ve sürekli gelişen ‘taş gibi’ sound’larıyla dub techno arenasında her geçen gün daha sağlam bir yer ediniyorlar.

Sublime Porte ismini duymadıysanız henüz geç sayılmaz. İsmail Genç, Ali Gültekin ve Okan Çoban aka Randoman’dan oluşan üç kişilik ekip yanlarına Ali Kuru gibi isimleri de katarak Türkiye’nin ilk net label’ını uzunca bir süre önce hayata geçirdiler.

Farklı isimlerle birbirlerini miksledikleri ve yayınlar yaptıkları bu net label aynı zamanda onların kolektif olarak müzik ürettikleri bir proje. Son olarak İtalyan ikili Mr. Bizz’in ‘Space 2999’ EP’sini yayınladılar. Kesinlikle bir gözünüz ve kulağınız Sublime Porte’de olsun. 

İsmail Genç’in Styrax’in toplamasına verdiği parça ve Marko Fürstenberg’in Gizli Bahçe ziyaretinden sonra Myspace’in de yardımlarıyla giderek genişleyen ve gelişen
ziyaretçi akışı Havantepe sound’unu Avrupa’ya ve Amerika’ya doğru ilerletti. Pronounce Records’un toplamasına bir parça veren Havantepe, dub techno caimasında iyiden iyiye tanınmaya başladı. Şu sıralar Danimarkalı Baum Records için yapacağı prodüksiyonlar ve dünyanın dört bir yanından gelen remix teklifleriyle ilgilenen Havantepe aynı zamanda mastering konusundaki deneyimlerini Sublime Porte ekibiyle her geçen gün arttırıyor.

İstanbul’da yıllardan beri bildiği yoldan ve müziklerden şaşmadan, özgürce ve daha da önemlisi yılmadan, cesaretle ilerlemeye devam eden önemli ekiplerden biri olan Sublime Porte’nin en önemli isimlerinden biri, hiç şüphesiz İsmail Genç. Havantepe bize techno’nun dub halini anlatıyor.

Bildiğim kadarıyla Almanya'da doğup büyüdün ve sonrasında İstanbul'a geldin. Biraz bu hikayeden, biraz da müzikle ilk tanışmandan bahseder misin?
Evet,1982’de Almanya’da Stuttgart yakınlarında doğdum. 11 yaşıma kadar orada okula gittim. 94 senesinde ise ailemle beraber İstanbul’a döndük. Sıkı bir hip hop dinleyicisi olan abimin etkisiyle 8-9 yaşımda hip hop ile tanıştım. Dr. Dre, Ice Cube, NWA, Public Enemy, LL Cool J, Run DMC gibi isimleri dinleyerek vakit geçiriyorduk. Sözlerini o yaşta tam olarak anlamasam da enerjisini cok sevmiştim ve o zamanın pop müziğine tercih ediyordum. Farklıydı ve belli bir kalıbı yoktu. Kendimi bir süre sonra LP ve CD kitapçıklarını incelerken buldum. Kim kiminle çalışmış, hangi eski parçalardan alıntı yapılmış. Hangi prodüktörün hangi sound’u yaptığını anlamaya çalıştım. Türkiye’ye döndükten sonra hoşuma giden müzikleri bulmakta cok zorlandım ve Almanya’da yaşayan abime birçok kez CD ve kaset siparişi verdim.

Sonrasında ilk prodüksiyon denemelerine nasıl başladın ve kimlerden etkilendin?
Elektronik müzikle ilk buluşmam da o zamanlara denk geliyor. Hip Hop’a alternatif olarak bol bol experimental ve ambient şeyler dinlemeye başladım. Lise yıllarında benim gibi meraklı olan sınıf arkadaşım Bora ile ilk denemelerimizi PC başında bir midi klavye ile yapmaya çalşıyorduk. O dönem yaptığımız işler techno’dan çok Warp benzeri ambient ve experimental işlerdi. Sonraları ise techno ağırlık kazandı. Deep ve Minimal Techno’yla-özellikle Basic Channel, Force Inc. ve Kanzleramt ile-buluşmam benim müziğe olan bakışımı bir hayli değiştirdi. Yakın arkadaşlarımın teşvikleriyle de o tarz denemeler yapmaya karar verdim.

Sublime Porte oluşumunda yer alıyorsun. Gerçekten bildiğini okuyan, sevdiği müzikte direten, kararlı, zor yolu seçen biri olmak, Türkiye şartlarında zor olmalı öyle değil mi? 2009'dan, özellikle yurtiçini göz önüne alırsan neler bekliyorsunuz?
“Keşke yurtiçinden daha fazla katılım olsa” diye düşünmüyor değiliz. Türkiye’de elektronik müzikle ilgilenen kişi sayısı bu kadar düşükken, ortada ciddi bir pazar yokken, kaliteli producer ve DJ’ler de aradan çok daha zor sıyrılıyor. Ülkemizde hala bizi olumlu anlamda şaşırtabilecek müzisyenlerin oldugunu düşünüyoruz, biliyoruz.
Bir label olarak amacımız, yetenekli sanatçıları olabildiğince desteklemek. Çevremizden tanıdığımız birkaç kişi dışında pek demo kaydı elimize geçmedi. 2009’un bu yönden daha olumlu geçeceğini, elimize yerli, vizyonu olan müziklerin geçmesini umuyoruz.

Yurtdışında artık iyiden iyiye tanınıyorsun. Şu sıralar bildiğim kadarıyla en büyük vaktini remix'ler alıyor. Kimlere remix'ler yapıyorsun ve yeni release'lerinden de biraz bahsedebilir misin?
Sublime Porte çıkışlı Mr. Bizz EP’sinde bir remix’im mevcut, ayrıca İspanya Valencia’dan Overflow Records’dan Deep’s Edayar  isimli grubun ‘Slices’ adlı parçasının Havantepe remix’i de geçen günlerde dijital olarak piyasaya sürüldü.
Yakın zamanda ise Silent Season isimli Kanadalı netlabel’dan çıkacak olan bir Sublime Porte EP’sine ve Berlin techno label’ı TFE Records’un bir toplamasında Marko Fürstenberg’e yaptığım remixler de yayınlanacak.

Statik Entertainment, ‘Coordinate’ isimli çalışmamı “My Music Is My Space Vol.4” toplamasına uygun gördü. Tarih tam olarak net olmasa da bu plağın bu sene içerisinde çıkmasını umuyorum. Eğer işler yolunda giderse yakın arkadaşım Dubatech(Fatih Tüter)’le beraber katıldıgımız Danimarkalı techno label’ı Baum Records’dan 2009 yaz-güz arası ‘Akazie’ isimli plak (12” olarak) yayınlanack.

Havantepe sound'u kesinlikle kendine özgü. Ayrıca şu anda dünya üzerindeki benzer sound'a sahip Bvdub, Quantec, Atheus ve Intrusion vb. alanında söz sahibi ya da popüler prodüktörlerden hiç aşağı kalır yanı yok. Dub techno'nun gereksinimlerini fazlasıyla yerine getiriyor. Ne eksik ne de fazla, her eleman tam kararında. Sen sound'unu ve prodüksiyon sürecini nasıl tanımlamak istersin?
En çok dub techno, ambient ve classic minimal techno’dan etkilendim, prodüksionlarımda bu üçünü harmanlamaya çalışıyorum. Kimi zaman bi tarafım ağır basabiliyor ve ortaya experimental işler de çıkıyor. Genel olarak aklımdaki bir ritim döngüsünü ve üzerinde biraz vakit harcadığım synthesizer sekanslarından yola çıkıyorum. Fikirler sonradan zincirleme bir şekilde kendiliğinden oluşmaya, gelişmeye başlıyor.

Havantepe olarak amacım bir hikaye anlatmaktan çok, kısa ‘an’ları ve ‘süreç’leri vurgalamak. Hayatımda başıma gelen belli başlı olayları ve çevremde gördüklerimi, kendimce yorumlamaya çalışıyorum. Gece geç saatlerde çalışmayi tercih ediyorum. Etrafım sessizken müziğime yoğunlaşmak benim için çok daha kolay oluyor fakat bu esnada ev halkı ve komşulardan tepki çekmemek de ayrı bi hüner istiyor.

Teknik olarak hangi yazılım ve ekipmanlardan yararlanıyorsun? Mastering konusunda da bayağı hünerli olduğun anlaşılıyor...
Elimizde mevcut olan drum machine ve synthesizer’lardan aldığım sesleri ve sekansları Ableton Live, Logic ve benzeri programlarda kayıt edip değişik software’ler yardımıyla edit’leyip sonra tekrardan kanal kanal mix’liyorum. Sesleri ve sekansları oluşturmak için arkadaşlarla ortak kullandığımız Drumstation, Monomachine, Blofeld ve Nord-G2’yi ve kısmen de sofware’e başvuruyorum. Dışarıdan sample kesmemeyi kendime ilke edindim, her zaman kendi seslerimle oynarım.

Mastering bence çok hassas bir konu. İlerisi için maddi ve manevi yatırım yapmayı düşündüğüm bir alan. Sublime Porte netlabel’ının mastering’lerini ben yapıyorum, ama önümde kat etmem gereken uzun bir yol oldugunu düşünüyorum. Çünkü insanların sound’uyla oynamak belli bir sorumluluk gerektiriyor. Kanımca vurgulanması gereken yerleri, parçanın dinamiklerini en az etkileyecek şekilde ön plana çıkarıp, belli bir standarda yaklaştırmaya çalışıyorum. Çevremden aldığım tepkiler şimdilik olumlu, bu da bana ilerisi için umut veriyor çünkü gerçekten daha ileriye taşımak istediğim ve yoğun duygular beslediğim bir alan.

Sublime Porte'nin gelecek hedefleri nedir? Vinyl konusuna nasıl bakıyorsunuz? Örneğin Türkiye'de plak satma fikri sence de çok mu ütopik?
Sublime Porte olarak ana hedeflerimizden bir tanesi de hardcopy’ler, yani plak ve CD. Uzun süredir yapmak istediğimiz birşey. Bu konuda hazırlıklarımız var, ekonomik boyutunu halledebilirsek, yakın zamanda yerli malı elektronik müzikleri piyasaya sürebileceğimizi umuyorum. Satış konusu yurtdışında oldugu gibi internet üzerinden ve belli başlı birkaç yerli plak dükkanında olabilir. Fakat az önce de belirtiğim gibi, Türkiye’de henüz böyle bir pazar oluşmadı. Son senelerde plağa olan ilgi ülkemizde de artmış olsa da, elektronik müzikle belirli bi satış rakamı yakalamak su an için imkansız gibi görünüyor.

Son EP'in "Winterschlaf"dan biraz bahsedelim. Offbeat, ambient parçaları da seviyorsun belli ki. Bu EP nasıl oluştu ve ismi neden 'Kış Uykusu' olarak seçildi?
Ambient ve experimental müziği uzun bir dönem dinledim ve haliyle hala çok seviyorum. İlerisi için aklımdaki projelerden bir tanesi de ambient, offbeat bir albüm hazırlamak. ‘Winterschlaf’ EP’si adı gibi güz-kış döneminde oluştu. Hayatımda arkadaşlık bazında radikal birçok değişiklik oldu. O dönemdeki ruh halimi olabildiğince yansıtmaya çalıştım. Belki bir de sadece çok fazla belgesel izliyorum...

Genellikle sadece parçalar üzerine mi kafa yorarsın, yoksa bir bütün olarak algılanacakları EP veya albümün konsepti, altındaki fikirler de ilgini çeker mi? Bazen kendi başına anlamı olmayan bir parça, yeri geldiğinde bir albümde değer kazanabilir gibi geliyor bana. Sen ne dersin?
Haklısın, parçalar içinde bulunduğu context’ten güç alarak çok daha anlamlı hale gelebilir. Genelde belli bir sound üzerine yoğunlaşıyorum ve bir EP’de o sound’a yakın, ondan çok uzak olmayan fikirler ve seslerle uğraşıyorum. EP’lerdeki bütünlüğü bu şekilde yakalamak benim için daha kolay oluyor.

Senin şu anda en tuttuğun plak şirketleri ve prodüktörler hangileri?
Techno olarak Delsin, Rush Hour, Styrax, Baum Records, Music Man, Modern Love gibi şirketleri takip ediyorum. Bu şirketlerin sound’u bence çok başarılı. Prodüktör olarak eskilerden beri takip ettiğim Robert Hood ve ona yakın Detroit tayfasını; experimantal ve ambient müzikte ise zamanın Mille Plateaux, Chain Reaction geleneğinden gelen sanatçılarını takip etmeye çalışıyorum. Şu sıralar yerleri benim için çok ayrı olan Tim Hecker, Blamstrain ve Yagya’nın albümlerini tekrar tekrar büyük bir beğeniye dinliyorum.

Sublime Porte geceleri devam edecek mi? Müzik yayını haricinde organizasyonel anlamda da planlarınız var mı?
Son birkaç senedir İstanbul’da özellikle progressive ve minimal house piyasaya hakim görünüyor. Dans müziğine bakış açımız biraz farklı, o yüzden düzenlediğimiz event’ler de haliyle daha seyrek oluyor. Geçen sene Marko Fürstenberg’i getirdik, ki gayet başarılı bir geceydi bence. Aramızda sıkı bir dostluk oluştu diyebilirim. Bu sene kendisini tekrar davet etmeyi düşünüyoruz. Aynı çizgide ilerleyen, aynı duruşu sergileyen başka sanatçıları da getirmeyi planlıyoruz tabii ki.

Amacımız özellikle yerli sanatçıları detseklemek. Örneğin internet sayfamızın tasarımını Behnan Shabbir isimli arkadaşımız yaptı, EP kapaklarını da bu konuda yetenekli olduğunu düşündüğümüz kişilere yaptırdık. Müzik, fotoğraf, resim ve diğer dijital sanatlara açığız ve olabildiğince çok sanatçıyla bilgi alışverişine girmek istiyoruz.

Havantepe isminin hikayesini de eminim bir çok kişi merak ediyordur...
Büyük bir sır değil, Almanya’dan dönünce yerleştiğimiz, hala ikamet ettiğim mahallenin adı. Yeşilliği bol, çevresi sessiz, şehir trafiğinden uzak eşsiz manzarası olan bir köy. Çaya beklerim bir gün...

Yurtdışından nasıl tepkiler alıyorsun?
En çok olumlu tepkiyi tabi ki Almanya’dan alıyorum, fakat İspanyol ve İtalyan dinleyiciler de her zaman müziğime destek olmuşlardır. Yakın zamanda bu ülkelere performans ve ziyaret amaçlı gitmeyi düşünüyorum.

Aksak ritimlere de ilgin var mı? Örneğin A Made Up Sound ya da yakın zaman önce dağılan British Murder Boys gibi dub step'in techno ile dirsek temasında olduğu müzikler ilgini çekiyor mu?
Tabii ki ilgimi çekiyor. Özellikle Britih Murder Boys’un sert ve kuru tarzına hayranım. Dubstep çok dinlemem, fakat dubtsteb’i techno, ambient ve experimental sound’larla harmanlamak benim de yapmak istediğim birşey. Ortada çok başarılı işler var. Etkilenmemek elde değil. Hem Havantepe, hem de Sublime Porte olarak irdelemek istediğimiz bir konu.

Son olarak söylemek istediğin birşeyler var mı? Belki Türkiye'de müzik yapan veya hevesli insanlara bir kaç püf nokta fısıldarsın?
Sevdikleri, kendilerini başarılı buldukları sound ve seslere yoğunlaşmalarını tavsiye ediyorum. Özgün bir sound yakalamanın yolu bence buradan geçiyor. Çalıştıkça daha da iyi oluyorsunuz zaten. Bir plak şirketine parçanızın demo’sunu gönderecekseniz, o şirketi iyi biliyor olmanız lazım. İçinde barındırdıkları sanatçıları incelerlerse, daha isabetli kararlar alabilirler. Fakat, ne derseniz deyin, bu işin en büyük püf noktası sabırdır. Sabırlı olmazsanız ve denemeye devam etmezseniz elinize birşey geçmez. Denemeye devam...

http://www.sublimeporte.net
http://www.myspace.com/havantepe


Röportaj: Christopher Çolak
30 Nisan 2009

Interviews
 

Dominik Eulberg

Techno ranger from Westerwald: Dominik Eulberg
While not being a forest ranger, Dominik Eulberg produces techno that no one else is… more

T.E.E.

T.E.E.: Turzi Électronique Expérience
French pyschedelia virtuoso Romain Turzi gone wild with his real synths and analogue recording techniques… more

Hardfloor

Two Decades of Hardfloor
One of Germany’s best techno outlets, Hardfloor has been doing electronic music for 20 years… more

Kate Simko

Kate Simko: Soul & Heart
Chicago's Kate Simko is digging deep with her diverse style, full of soul & heart. more

Niederflur

Niederflur: Techno with an attitude
Cologne based duo Niederflur has been releasing mind blowing techno music since the early 90’s. more

Kaiserdisco

Kaiserdisco: "In No One's Shadow"
Kaiserdisco duo has gained reputation with their high quality dance floor tracks all around the… more

Michael Mayer

St. Vinyl: Michael Mayer
"You can get into trouble but you can also find a new friend" says Michael… more

Mr G

Mr G: Still Here
Most of us know Colin McBean for years now and he is making people dance… more

Mr G

Mr G: Hala Burada
90’lı yılların başından beri techno müziğin en önemli figürlerinden olan Colin McBean aka Mr G… more

Phonique

Phonique: Kissing Strangers
Phonique is kissing strangers in his new album released from the label of ‘best kept… more

FM Belfast

Be friends with FM Belfast
Do you really think that Iceland is all about melancholy, coldness and dark melodies? No… more

Danton Eeprom

Danton Eeprom: The most serious Frenchman
Londoner Frenchman Danton Eeprom is one of the most inlfuential and inspiring and emerging talent… more

Maayan Nidam

10 shots from Maayan Nidam
I caught Maayan Nidam just before her Vodka shots and asked her real questions before… more

Orlando Voorn

Orlando Voorn: Transit Technocu
Detroit techno denince ilk akla gelen isimlerden olan Orlando Voorn şu günlerde hiç olmadığı kadar… more

Jimmy Edgar

Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli… more

Emika

Emika Drops The Other
Electronic music world is yet not aware but Emika is the next big thing in… more

Jason Smith

When Ai Was Ten
One of the world's most underground and best electronic music labels, Ai Records is celebrating… more

Phil Kieran

Phil Kieran's "Shh"
One of world's busiest electronic music producers and DJs, Phil Kieran released his debut "Shh"! more

Estroe

Estroe and her "Elemental Assets"
One of the best DJanes around, Estroe proves herself also in the production area with… more

Deniz Kurtel

Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki… more