Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

plaidl_400



Elektronika'nın doruğu: Plaid
Elektronika / IDM’in en önemli isimlerinden Plaid, 3. kez İstanbul’da canlı performans sergiledi. Canlı çalan gruplar arasında en dikkat çeken ve örnek gösterilen Plaid’in kullandığı son teknoloji ekipmanlar ve görsellikle pekiştirdiği setleri insanı adeta müzikal bir yolculuğa çıkarırken, mekan ve zaman kavramları bir kaç saatlik süre için bile olsa unutuluveriyor. Sahneye çıktıkları ilk andan son ana kadar Ed ve Andy, kendilerinden emin ve konsantrasyonları en üst düzeyde şovlarını tamamladılar. Bob’un görselleri ile Plaid senkronizasyonu mükemmeldi. Röportaj esnasında ise Ed ve Andy oldukça rahat ve samimiydiler. Genel soğuk İngiliz imajını yalanlarcasına sorularıma oldukça sıcak ve samimi cevaplar verdiler. Andy biraz daha konuşkan, Ed ise daha sessiz bir tip. İkisi de oldukça rahat ve kendilerinden eminler. İşte Plaid’in ikilisi Ed Handley ve Andy Turner ile yaptığım röportaj.



Size daha önce sorulmamış değişik sorular hazırlamaya çalıştım fakat ne kadar başarılı olacağımı bilemiyorum...
Andy: Sorun değil bizde ilginç olması için yeni cevaplar buluruz.(gülüyor.)

Plaid prodüksiyonlarındaki melankoli her zaman göze çarpıyor. Spokes albümünde ise sanki bu biraz daha yoğun gibi...

Andy: Evet bu doğru. Melankoli bizim genel olarak sevdiğimiz bir mood. Biz bunu pozitif bir şey olarak görüyoruz. Üzgün olmakla bağdaştırılamayacak bir şekilde mesela...
Ed: Bir şeyler yazmak istediğinde, içinden gelen duygular değişik olabiliyor. Üzgün, melankolik bir mood’da olabilirsin, ama böyle bir parça yapmak istemeyebilirsin. Stüdyoya girdiğinde ve bir şeyler yapmaya başladığında ortaya sonunda neler çıkacağını tam olarak bilemezsin. Bu bazen melankolik bir atmosfer olabilir. Zaten bence melankolinin varyasyonları vardır. Yalnızlık melankolisi, optimistik bir melankoli ya da umut dolu bir melankoli gibi…
Andy: Bence bu bir arayış. Yaşamda arayışlar hiçbir zaman sonuçlanmaz. Bu arayışlarla ilgili bir durum. Üzüntü de böyledir bazen.
Ed:Evet ama bu yaptığımız her şeye yansıyacak ya da böyle devam edecek diye bir şey yok tabii.

Yaşlanmakla, yalnızlıkla ilgisi olabilir mi?

Andy: Sanmıyorum. Ben evliyim zaten dolayısıyla yalnız da değilim.
Ed: O tarzda melankoli içeren şeyleri 17li yaşlarımızda yapıyorduk. Tam olarak yaşlanmak değil ama beklide yılların geçmesi hayatın süregelmesi sırasında bir şeyler oluyor olabilir.

Spokes’un eski Black Dog günlerinden yoğun izler taşıdığı sıkça söylendi...

Andy: Bunu ilk biz söyledik zaten. Sonra diğer herkes söyledi. Asıl olay, Black Dog günlerinde yaptığımız müzik bize ilham verdi. Sebebi ise müzik yaptığımız ilk dönemde çok fazla ve gelişmiş aletlerimiz yoktu. İmkanlar kısıtlıydı. O dönemdeki müzik de bu şekilde şekillenmişti. Şimdi çok daha büyük bir stüdyomuz var ama yapmaya çalıştığımız şey aynı aslında. Müziği ve içindeki fikri en saf ve özgün şekilde kurgulayabilmek. Bunu bazen başarıyoruz bazense olmuyor işte.

Günümüz elektronika/idm sahnesi için neler düşünüyorsunuz?

Ed: Oldukça fazla yeni prodüktör ve prodüksiyon var. Takip etmek giderek güçleşse de bence bu çok iyi bir şey. Müzikteki gelişme, yenilikler, diğer türlerle yaşanan sürekli füzyon… Bu ivme durabilirdi ama böyle olmadı. Gelişmeye ve yenilenmeye artarak devam ediyor ve edecek de.

Son dönemde özellikle elektronika giderek daha fazla deneyselleşmeye ve içinde digital noise editing türü formları daha fazla barındırmaya başladı...

Andy: Evet ben şahsen bu tür müzikleri biraz soğuk buluyorum. Ne yaparsan yap bence bir şekilde müziğin kulağa hoş gelmeli, sevmelisin. Çok fazla entellektüalite her zaman işe yaramıyor. Melodin, parçan kötüyse kötüdür işte.
Ed: Ben insancıl ve konsept içeren noise’i seviyorum. Şu sıralar etrafta çok fazla akademik dinamikli müzik var. Bence bunun sonu mainstream olmak. Fazla deneysellik ve konsept arayışına girmek bence iyi değil.

Elektronika ile noise, power electronics arasında çok ince bir çizgi var. Bazı prodüktörler gerçekten çok karanlık, sert ve zor müzikler yapıyor…

Andy: Evet bunu sevenler ve dinleyenler de var. Zevkle ilgili bir durum.
Ed: Bazıları çok kötü ve başarısız örnekler olsa da, yaratıcı ve başarılı pek çok örnek de var. Bu tür müzikleri yapan ve dinleyen bir çok iyi/kötü insan var. Noise eskisi kadar şok edici bir müzik değil artık. Eskisi kadar ilgi çekici ve heyecan verici bir tür de değil.
Andy: Bu müziği dinlediğin müzik sistemi ve güç arasında da bir bağlantı var. Evindeki ses sisteminde dinlemek ve bu müziği canlı olarak bir kulüpte dinlemek arasında dağlar kadar fark var.
Ed: Discman’de dinlerken yakalayamayacağın bir çok altyapıyı ve sesi, iyi bir Hi-fi sistemde dinlerken fark edebilirsin ve müzikal olarak çok farklı bir deneyim yaşayabilirsin.

Babylon’un ses sistemi sizi tatmin etti mi?

Andy: Dün monitoring'de birkaç sorun yaşadık onun dışında ses sistemi tatmin edici. Ses sistemine ve oldukça eski olan binaya zarar vermemek için basları baya bir kıstık. Daha önce bu tür aksilikler tecrübe etmiştik.

Son birkaç yıldır dünyayı etkisi altına alan, Neo-disco, electro, electroclash vs. retro soundlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Luke Vibert bile Rephlex’ten yakın zamanda bir neo-disco albümü yayınladı…

Andy: Hiçbir zaman disco’yu çok fazla sevmedim. Clubfunk’ı tercih ederim.

‘Rest proof clockwork’ albümünüzde electro altyapılar ve etkiler vardı.

Andy: Evet, electro biraz daha farklı bir tür. Vuruşları tam olarak 4/4’lük değil. Okul yıllarında bizi en çok etkileyen türlerden biri. Müziğimize ve prodüksiyonlarımıza da doğal olarak bir şekilde yansıdı.

Müzikle ilk haşır neşir olduğunuz dönemde hip-hop ve B-boyism’le yakından ilgileniyordunuz. Şu sıralar boş vaktiniz var ise neler dinliyorsunuz?

Andy: Son dönemde edindiğim oldukça iyi rap albümleri var. Ayrıca R&B’de bence heyecan verici. R&B’nin içinde hip hop’un varlığı da ilgimi çekiyor. Bu türleri takip etmeye çalışıyorum. Breakbeat ve electro giderek technolaşırken özelliklerini de birazcık yitirmeye başladı bence.İlk dönem Detroit prodüktörleri de bir şekilde electro müzik yapıyorlardı.
Ed: Ben içerisinde MC barındıran elektronik prodüksiyonların hepsini seviyorum . Bu tür çalışmalar da heyecan verici. Rap vokalleri ve elektronik müzik bir arada iyi gidiyor ve güzel sound ediyorlar.

Televizyondaki reklam müziklerinden filmlerden vs. sizi etkileyen, bilinç altınıza giren melodiler, sesler var mı?

Andy: Tabii ki. Bu tür bir etkiyi engelleyebileceğini sanmıyorum. Ama bu aynı müziği prodüksiyonumuza uyduracağımız ya da kullanacağımız anlamını taşımıyor. Yani fikir ve ilham anlamında…
Ed: Medyada kullanılan müziklerin çoğu iyi tasarlanmış ve harmonik. Beni melodik anlamda yeni bir şeyler yapmaya ittikleri ve etkiledikleri bir gerçek.

Daha önceki bir röportajınızda bir parçanızın bir kahve reklamında kullanılmasını istediğinizi söylemiştiniz. Bu bir şaka olsa gerek...

Andy: Evet. Şu ana dek reklam sektöründe bu tür istek ve girişimlerimiz olmadı sadece bir kez Nokia’nın Japonya’daki bir reklamı için ufak bir çalışmamız olmuştu. Müziği bu amaçla kullanmayı pek sevmiyorum açıkçası. Bu konuda hiç istekli değiliz.

Canlı çalarken hangi ekipmanları ve programları kullanıyorsunuz?

Andy: Laptoplar bizim için vazgeçilmez. Ayrıca Analog mixing deck, virtual sytnhler kullanıyoruz. Bazen drum padler kullandığımız da oluyor. Temel olarak ise Logic Audio’dan yararlanıyoruz. Bütün bunlar için 2 el yeterli. Bizde de 4 tane var.

Live çalan grupların çoğu, albümlerini çaldıkları yerlerde edindikleri yeni deneyimler ve aldıkları ilhamla tasarlıyorlar. Siz de böylesiniz sanırım…

Andy: Evet yeni bir düşünce ve fikir aklımıza geldiğinde bunu sese ve melodilere dönüştürme isteğimiz çok fazla. Bizi oldukça heyecanlandıran bir süreç.

Örneğin çaldıktan sonra hemen otelinize döndüğünüzde bir şeyler yazıyor musunuz?

Ed: Bu sıralar kendimizi biraz hırpalanmış ve yorgun hissediyoruz. Bir süredir ciddi bir şeyler yazmadık. Ama yeni albüm ve bir DVD üzerinde çalışıyoruz. Şu sıralar bol bol uyuyor ve tembellik ediyoruz.
Andy: Spokes geçen yıl ekim ayında yayınlanmıştı. Canlı çalarken, 3/1 Oranında Spokes’dan parçalar var ama diğer bölüm kesinlikle yeni, yayınlanmamış materyal.

Sizinle pek bir alakası olmayan Jamiroquai yeni albümünü kafası rahat bir şekilde sessiz sakin bir ortamda yazmak ve ilham almak için İskoçya kırsalındaki evine çekildi. Siz de prodüksiyon sürecinde bu tür mekan değişimleri yapıyor musunuz? Mesela doğdunuz yer olan Suffolk’a gidiyor musunuz?

Andy: Pek fazla sayılmaz. Bilgisayar ekranının başına geçtiğinde nerede olduğun pek önemli değil. Sen nerede olmak istersen oradasın. Sadece DVD projemiz için İtalya’nın doğu kıyısında Comarano isimli bir kasabada birkaç hafta kaldık. Kendimizi izole etmek için. Bazen kablolu televizyondan ve bilgisayar oyunlarından uzakta kalmak yararlı oluyor.
Ed: En son şehir dışında 2 hafta geçirdik. Onun dışında Londra’dayız. Londra’yı seviyoruz.

Yeni albüm projeleriniz var mı?

Andy: Evet var. Yakın zamanda bitirdiğimiz bir EP var. Bazı yakın arkadaşlarımız da Spokes albümündeki Zeal için ilginç bir video çektiler. Bunları yayınlamayı düşünüyoruz.
Ed: Şu sıralar DVD projesini bitirmeye çalışıyoruz. Bob aslında bu proje üzerinde çok uzun zamandır çalışıyordu fakat finansal problemlerden dolayı bir türlü hayata geçememişti. Bu sefer bu projeye finansal anlamda da biz el attık ve yayınlayacağız. Ayrıca yeni albüm üzerinde de çalışıyoruz.

Warp’la çalışmaya devam edecek misiniz? Kendinize ait bir label kurmayı düşünmüyor musunuz?

Ed: Black Dog zamanlarında kendi prodüksiyonlarımızı kendimiz yayınlıyorduk. Label işi çok fazla zaman ve emek gerektiriyor. Üzerinde çalıştığımız albüm Warp’tan yayınlayacağımız son albüm olacak. Ondan sonra ne olur, yeniden anlaşıp anlaşamayacağımızı bilemem. Belki yeni bir label projesini Warp’la yeniden anlaşamama durumunda hayata geçirebiliriz.
Andy: Evet. Warp’la bir albüm için daha anlaşmamız var ondan sonra ne olur bilinmez. Warp belki de bizimle daha fazla çalışmak istemeyecek. Şu an için herhangi bir garantisi yok. Bekleyip göreceğiz.

Plaid’i elektronika/idm müziğin öncüsü veya öncülerinden biri olarak görüyor musunuz?

Andy: Evet.(Gülüşmeler) Genel olarak en iyi 5 içindeyiz diyebilirim.

Diğer 4’ü söyleyebilir misin?

Andy : Hayır bu konuda bilgi vermek istemiyorum.(Gülüyor)

IDM(intelligent dance music) sizin için ne ifade ediyor?

Andy: Bence bu terim biraz aptalca. Aynı labellar gibi. Bir şekilde ayırmak ve farklılaştırmak için bulunmuş bir terim. Aslında genel olarak baktığınızda ‘intelligent dance music’in çok geniş kapsamlı bir anlamı ve menzili var. Akıllı müziklerle dans etmek değişik şekillerde olabilir.

www.plaid.co.uk Siteniz çok iyi organize edilmemiş ve nadiren güncellenmiş. Bu konuyla ilgilenmiyor musunuz?

Andy: Bunu bizim için yapabilecek hiç kimse yok. Şu sıralar çok fazla canlı performans sergiliyoruz. İşleri biraz yoluna koyduktan ve albümleri hayata geçirdikten sonra yeni ve tatmin edici bir internet sitesi yapacağız.

Warp’daki albüm mikro siteleriniz gerçekten çok yaratıcı. Plaid hayranları http://www.plaid.co.uk’in de böyle olmasını şüphesiz ister...

Andy: Warp’daki işler genellikle bizim hayranımız olan ve bu işle profesyonel anlamda ilgilenen insanlarca yapıldı ve bir anlamda Warp’a hediye edildi. Biz müzik yapıyoruz bu konuyla başklalarının ilgilenmesi gerekiyor.
Ed: Evet. Şu anki site oldukça provizyonel. Basit olmasını ve bizim hakkımızda hayranlarımızı bilgilendirmeyi amaçlayan bir site yaptık. Ama site ne yazık ki 3 aydır güncellenmedi.

Çoğunlukla Mac sistemleri kullanıyorsunuz. İlerde, örneğin yeni Windows işletim sistemi Longhorn ya da Linux’u kullanma ihtimaliniz var mı?

Andy: Ben Bill Gates’i pek sevmiyorum. Ve Mac’lerde PC’lere oranla çok daha seksi.
Ed: Mac bize çok daha fazla imkan sunuyor Özellikle G serisi Windows tabanlı sistemlere göre çok daha gelişmiş. Linux açık kod olduğu için büyük bir avantaj, gelecekte çok daha yaygın olacağına eminim. Windows bence olması gerektiği kadar iyi değil.

Matematiksel modellemeler, Yunan mitolojisi ve numeroloji gibi bir çok –oloji’den etkilendiğiniz ve müziğinizde bu tür açılımlar elde etmeye çalıştığınız doğru mu?

Ed: Tabii ki her müzik bir şekilde matematikseldir.
Andy: Daha önce bu şekilde matematiksel kuralları müziğe aktarmayı ve kullanmayı denemiştik. Ama bizim asıl ve en önemli isteğimiz müziğimizin kulağa hoş gelmesi. Matematiksel kurallara sağdık kalma konusunda pek sert değiliz. Müziğimizin hoşluğu ve armonisi bizim için çok daha önemli.

Elektronik müzik prodüktörü olmadan önce ve tam olarak müzikle ilgilenmeden önce gündelik işleriniz vardı. Neler yapıyordunuz?

Ed: Ben programcı olarak çalıştım. Ağırlıklı olarak database programcısıydım.
Andy: Ben bir çok işte çalıştım ama en uzun süreyle bir gemi taşımacılığı şirketinde conteynır kontrolü ve ulaşımdan sorumluydum. Taşımacılık diyebiliriz. Çok fazla sıkıcıydı.

Bilgisayar oyunlarıyla ilgilisiniz. Şu sıralar en sevdiğiniz en çok oynadığınız oyun hangisi?

Ed: Unreal Tournament
Andy: Aslında ben 1-2 yıldır eskisi kadar çok oyun oynamıyorum.

Müziğinizle sanatsal bir organizasyonda, sergide veya projede yer almak gibi bir planınız var mı?

Andy: Bence DVD projesi bu şekilde değerlendirilebilir. Ayrıca müzikal prodüksiyonun aşamalarının izole bir ortamda ayrı ayrı başlayıp bir araya gelişini simgeleyen bu tür sanatsal bir proje fikrimiz var.
Ed: Bu tür sanatsal projelerde devletin veya bu tür kurumların desteği de gerçekten önemli. Daha önce de ilkokul çağındaki ve daha küçük çocuklara elektronik müzik kompozisyonu hakkında bir workshop vermek istemiştik.

Orbital 21 Haziranda yayınlayacağı Blue Album’le ayrılacağını açıkladı. Sizin hiç aklınızdan bu tip düşünceler geçtiği oluyor mu?

Andy: (Gülüyor) Bilemem. Bekli de gelecekte insanların bizim müziğimizi sevmeyeceği bir zaman dilimi olabilir. Ama ben yaşadığım sürece müzik yapmayı bırakacağımı sanmıyorum. Belki ilerde geçmişte örneğin Björk’le yaptığımız gibi ortak projeler ve yeni açılımlar deneyebiliriz. Büyük ihtimalle gelecekte de burada olacağız.
Ed: Biz hiçbir zaman bir band olmadık. O yüzden dağılmak gibi bir olgu da bize ait değil. Ben müziği seviyorum, Andy’de seviyor ve yaşadığımız sürece şu anki kadar aktif olmasa bile bu işe devam edeceğimizden eminim.

Röportaj : Christopher Çolak 
02 Mayıs 2004
Bu röportaj daha önce Clubintro.com'da yayınlanmıştır.

Interviews
 

Dominik Eulberg

Techno ranger from Westerwald: Dominik Eulberg
While not being a forest ranger, Dominik Eulberg produces techno that no one else is… more

T.E.E.

T.E.E.: Turzi Électronique Expérience
French pyschedelia virtuoso Romain Turzi gone wild with his real synths and analogue recording techniques… more

Hardfloor

Two Decades of Hardfloor
One of Germany’s best techno outlets, Hardfloor has been doing electronic music for 20 years… more

Kate Simko

Kate Simko: Soul & Heart
Chicago's Kate Simko is digging deep with her diverse style, full of soul & heart. more

Niederflur

Niederflur: Techno with an attitude
Cologne based duo Niederflur has been releasing mind blowing techno music since the early 90’s. more

Kaiserdisco

Kaiserdisco: "In No One's Shadow"
Kaiserdisco duo has gained reputation with their high quality dance floor tracks all around the… more

Michael Mayer

St. Vinyl: Michael Mayer
"You can get into trouble but you can also find a new friend" says Michael… more

Mr G

Mr G: Still Here
Most of us know Colin McBean for years now and he is making people dance… more

Mr G

Mr G: Hala Burada
90’lı yılların başından beri techno müziğin en önemli figürlerinden olan Colin McBean aka Mr G… more

Phonique

Phonique: Kissing Strangers
Phonique is kissing strangers in his new album released from the label of ‘best kept… more

FM Belfast

Be friends with FM Belfast
Do you really think that Iceland is all about melancholy, coldness and dark melodies? No… more

Danton Eeprom

Danton Eeprom: The most serious Frenchman
Londoner Frenchman Danton Eeprom is one of the most inlfuential and inspiring and emerging talent… more

Maayan Nidam

10 shots from Maayan Nidam
I caught Maayan Nidam just before her Vodka shots and asked her real questions before… more

Orlando Voorn

Orlando Voorn: Transit Technocu
Detroit techno denince ilk akla gelen isimlerden olan Orlando Voorn şu günlerde hiç olmadığı kadar… more

Jimmy Edgar

Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli… more

Emika

Emika Drops The Other
Electronic music world is yet not aware but Emika is the next big thing in… more

Jason Smith

When Ai Was Ten
One of the world's most underground and best electronic music labels, Ai Records is celebrating… more

Phil Kieran

Phil Kieran's "Shh"
One of world's busiest electronic music producers and DJs, Phil Kieran released his debut "Shh"! more

Estroe

Estroe and her "Elemental Assets"
One of the best DJanes around, Estroe proves herself also in the production area with… more

Deniz Kurtel

Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki… more