Reviews
Singles
Albums
Features
Interviews
Articles
Local
Clubs
Agenda
Music
Playlists
Labels

komputerl_400



Electro Pop’un yaşayan tarihi: Komputer
80’li yılların başından beri, farklı isimler ve konseptler altında bir çok uzunçalar yayınlayan müzik delisi iki adam Simon Leonard ve David Baker, electro müziğin ve electro pop’un yükselişine tanıklık etmekten öte, bu türün oluşumunda ve gelişiminde söz sahibi oldular. Bir çok insan daha ortada yokken, Fortran 5 ve I Start Counting adı altında yayınladıkları albümlerle electro müziğe öncülük ve izcilik ettiler. 13 Kasım Cumartesi akşamı Şeker bayramına denk gelen gecede Indigo’da sahne almadan önce Komputer ile gerçekleştirdiğim röportaj…



Fortran 5, John Came ve I Start counting gibi farklı isimlerle bir çok uzunçalar yayınladınız. Daha sonra yeni bir isim değişikliğiyle Komputer adı altında prodüksiyonlarınıza devam ettiniz. Neden yeni prodüksiyonlarınızı yayınlarken bu şekilde bir isim ve etiket değişikliğine gidiyorsunuz? Örneğin müziklerinizi John Came ya da Fortran 5 adı altından yayınlamaya devam etmeyi neden tercih etmediniz?
David : Bazen ilk dans, sürekli aynı şeyleri tekrar etmekten çok daha heyecan vericidir. Bu yüzden ismimizi değiştiriyoruz. Bakış açımızı, çalışma şeklimizi ve kullandığımız ekipmanı  değiştiriyoruz. Böyle yaparak aynı zamanda yeni kitlelerin de dikkatini çekebileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca kolay sıkılıyoruz ve değişiklik arıyoruz. Sürekli farklı bakış açıları ve yorumlar peşindeyiz. Aslına bakarsan oldukça çabuk sıkılan tipleriz. Stilleri ve yaptığımız şeyleri sıklıkla değiştiriyoruz.

Şu ana kadar Mute Recordings’den başka herhangi bir label’dan hiçbir yayınınız olmadı. Bunun sebebi Mute’da çok yüksek bir kredibilitenizin olması mı? Sizin yaptığınız her şeyi kayıtsız çok beğeniyor ve yayınlamak mı istiyorlar ?

David : Bunun sebebi geçmişte Mute kadar iyi bir label bize göre yoktu. Mute bizce halen çok iyi yönetilen ve bünyesinde çok çeşitli sound’ları barındıran başarılı bir label. Ayrıca Mute’un kurucusu Daniel’la oldukça iyi bir arkadaşlığımız var. Bu şartlar altında neden başka bir label’a gidip bir şeyler yayınlamak isteyelim ki?

Komputer olarak yayınladığınız “The World of Tomorrow” albümünden sonra müziğiniz Kraftwerk’e çok benzetildi. Kraftwerk’in güncel yeniden yorumunu icra ettiğiniz yönünde görüşler vardı. “Market Led” albümünden sonra ise özgün sound’unuza sahip olduğunuz kararına varıldı. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Simon : Bu sadece bir bakış açısı. Bizim bütün yaptığımız, cool electro pop. Örneğin gitar gruplarını ele alırsak, hepsi bir bakış açısıyla Beatles’a, Rolling Stones’a benzer şeyler çalıyorlar. Belirli bir çerçevede ve formatta müzik icra ediyorlar. Pop rock yapıyorlar ve bunu yapan bir çok grup var. İnsanlar da; “Hey sen aynı Beatles gibi müzik yapıyorsun.” diyebiliyor. Aslında haklılar çünkü sonuçta yapılan şeyler hemen hemen aynı. Ama geçmişte electro pop yapan çok daha fazla grup olsaydı, beklide bu tip sorular sorulmayacak ve böyle yargılara varılmayacaktı.

Kendi sound’unuzu nasıl tanımlarsınız?

Simon : Cool elektronik pop.

“The World Of Tomorrow” (1998) ve “Market Led” (2002) albümleri arasında kalan sürede oldukça fazla clicks & cuts, lap top elektronikası ve bu tür yenilikçi pek çok müzik dinlediğinizi ve ilham aldığınızı okumuştum. “Market Led” albümünde minimalizm ve clicks & Cuts ayrıntılar açıkça hissediliyor. Bu müziklerden nasıl etkilendiniz ve ilham aldınız?
David : Evet her zaman bir çok farklı müzik dinlemeye çalışıyoruz. Market Led’in çıkışından önce farklı türlerde oldukça fazla yeni albüm dinledik. Belli ölçülerde sound’umuz dinlediğimiz müzik yönünde bir ivme kazanmış olabilir. Lap top elektronik müziği yapan bir çok insan var, biz ise kendi müziğimizin daha kalıplar dışı ve orijinal olmasını istiyoruz. En büyük çabamız bu yönde. Farklı, özgün bir şeyler yapabilmek.

Prodüksiyonlarınızda eski az geliş ekipmanları daha baskın kullanıp ses skalasını çok geniş tutmaya çalışıyorsunuz. Sonuçta ise bir minimalizm hissediliyor. Müziğinizde minimalizm’in önemi nedir?

David : Bu bir davranış şekli. Aslında aynı anda bir çok farklı şey üretiyoruz ve farklı yönlere sapıyoruz. Bazıları işe yaramaz oluyor, sonuçta ise çok güzel riff’ler, sesler, sample’lar ortaya çıkıyor. Parçayı oluştururken de her elemanın en saf halini korumaya ve belki minimal tutmaya çalışıyoruz. Böylesi her zaman daha iyi.

Elektronik müzikteki akıllılık(intelligency) kavramı ya da idm(intellignet dance music) hakkında ne düşünüyorsunuz. Sizce böyle bir ayrım var mı?

Simon : Açıkçası ben böyle bir kategori bilmiyorum. Televizyonda, müzik kanallarında ve çoğu radyoda dinlediğimiz dans müziği çocuklar için yapılıyor. Biz çocuklar için müzik yapmıyoruz. Bu bizim piyasamız değil. Biz ‘kirli fabrikasyonun’ bir parçası değiliz. Biz büyükler için müzik yapıyoruz.

Bu günlerde hangi prodüktörleri, grupları takip ediyorsunuz. Sevdiğiniz label’lar hangileri? Örneğin techno dinliyor musunuz?

Simon : Evet tabii ki. Birbirinden bağımsız bir çok tür dinliyoruz.
David : Benim sayabileceğim, Mille Plateaux, Thrill Jockey, Peacefrog, Leaf, Raster Noton…

Yeni albümünüz hakkında neler söyleyeceksiniz. 2005 yılında yayınlanacağı söyleniyor. Çalışmalar ne durumda?

Simon : Evet. Gelecek yıl ilk bahar, en geç son baharda yeni albüm hazır olacak. Bu sefer daha organik bir sound var diyebiliriz. Bu albümde oldukça fazla gitar olacak. Gitar sesini çokça kullandık. Aslında yeni albüm daha önceki iki albüm arasındaki bir crossover albümü olacak diyebiliriz. Ne çok fazla enstümantal, ne de çok fazla vokalli olacak. Genellikle albümümüzün nasıl şekilleneceğini kullandığımız ekipman ve programlar belirliyor. Her yeni enstrüman, ekipman ve yeni yazılım, müziğimize yeni açılımlar ve heyecanlar katıyor. Sonuçta çalışma şeklimiz de değiştiğinden, vardığımız nokta ve ortaya çıkan ürün doğal olarak farklı oluyor. Yeni albüm, 80’lerde ve 70’lerde kullandığımız elektronik aletlerin yeni software’lerle birleşiminden şekillenecek.Yeni notaların ve önceki iki albümün bir birleşimi.

Prodüksiyon aşamasında bir iş bölümünüz var mı ? Yoksa herkes her işi yapabilir mi?

David : Hayır böyle bir iş bölümü kavramı yok. Herkes her işi yapabilir. Biz genellikle ayrı olarak çalışır ve bir şeyler ortaya çıktığı zaman bunları değiş tokuş ederiz. Sonra bir araya gelip bir durum değerlendirmesi yapar, sözlerin, seslerin parçalara nasıl yedirilebileceğini kurgularız.
Simon : Şu ana kadar yeni albüm için sözlerin büyük çoğunluğunu ben yazdım mesela ama davul programlamasını da David yaptı. Herkes, her an her şeyi yapabilir.

Farklı, ya da deneysel olmak gibi bir kaygınız ya da amacınız var mı? Yeni bir şeylerin peşinde misiz?

David : Bu kadar uzağı düşünmüyoruz. Bizim amacımız, dinlediğimiz bizi etkileyen ve ilham veren müzikleri bir kenara bırakıp, yapmak istediklerimizi, kopyalamadan ve tekrarlamadan özgün bir şekilde kurgulayabilmek.

Albümlerinizi uzun aralarla çıkarıyorsunuz. Buradan çok çalışkan olmadığınız fikrini çıkarabilir miyiz? Örneğin 1 yılda 2 albüm çıkaran prodüktörler var. Sizce bu şekilde bir döngü, müziğin kalitesinde bir düşüş ya da zayıflığa işret edebilir mi?

Simon : Evet 1 yıl içinde 2 albüm yayınlayanlar var ama bu biz değiliz. Etrafta bu şekilde bir sürü electro pop grubu var. Fabrika gibi üretim yapan, sürekli turnede olan ve göz önünde olmayı, piyasayı ve satışı ön planda tutan gruplar. Ama ortaya çıkanların kötü mü olduğunu sorarsan, bunu söyleyemem.
Bazen bir şeyleri yapmaktan sıkılır ve başka bir şey yaparsın. Örneğin o parça üstünde daha fazla çalışmazsın ve yeni bir parça üstünde çalışmaya koyulursun. Bazı parçalar biter; “Evet bu parça oldu, bitirdim” dersin, bazense aynı parça üzerinde çok uzun zaman harcar, defalarca değişikliklere gidersin.
Aradaki uzun zaman için söyleyebileceğim ise, aslında bakarsan son albümle ilk albümümüz arasında neredeyse 15 yıl var. “Electric Cafe”yi 15 yıl önce yapmıştık. Bence 5 yıl, yeni bir albüm için gayet makul bir süre.

Komputer’ın pabucunu dama atıp yine farklı bir isim altında bir şeyler yayınlama olasılığınız var mı?

Simon : Evet, yüksek ve olası bir ihtimal. Belki yeni bir John Came albümü olabilir bu.

Röportaj : Christopher Çolak
18 Aralık 2004
Bu röportaj daha önce Clubintro.com'da yayınlanmıştır.

Interviews
 

Dominik Eulberg

Techno ranger from Westerwald: Dominik Eulberg
While not being a forest ranger, Dominik Eulberg produces techno that no one else is… more

T.E.E.

T.E.E.: Turzi Électronique Expérience
French pyschedelia virtuoso Romain Turzi gone wild with his real synths and analogue recording techniques… more

Hardfloor

Two Decades of Hardfloor
One of Germany’s best techno outlets, Hardfloor has been doing electronic music for 20 years… more

Kate Simko

Kate Simko: Soul & Heart
Chicago's Kate Simko is digging deep with her diverse style, full of soul & heart. more

Niederflur

Niederflur: Techno with an attitude
Cologne based duo Niederflur has been releasing mind blowing techno music since the early 90’s. more

Kaiserdisco

Kaiserdisco: "In No One's Shadow"
Kaiserdisco duo has gained reputation with their high quality dance floor tracks all around the… more

Michael Mayer

St. Vinyl: Michael Mayer
"You can get into trouble but you can also find a new friend" says Michael… more

Mr G

Mr G: Still Here
Most of us know Colin McBean for years now and he is making people dance… more

Mr G

Mr G: Hala Burada
90’lı yılların başından beri techno müziğin en önemli figürlerinden olan Colin McBean aka Mr G… more

Phonique

Phonique: Kissing Strangers
Phonique is kissing strangers in his new album released from the label of ‘best kept… more

FM Belfast

Be friends with FM Belfast
Do you really think that Iceland is all about melancholy, coldness and dark melodies? No… more

Danton Eeprom

Danton Eeprom: The most serious Frenchman
Londoner Frenchman Danton Eeprom is one of the most inlfuential and inspiring and emerging talent… more

Maayan Nidam

10 shots from Maayan Nidam
I caught Maayan Nidam just before her Vodka shots and asked her real questions before… more

Orlando Voorn

Orlando Voorn: Transit Technocu
Detroit techno denince ilk akla gelen isimlerden olan Orlando Voorn şu günlerde hiç olmadığı kadar… more

Jimmy Edgar

Müzikli Seks: Jimmy Edgar
Müziği seksüel bir titreşim ve etkileşim kaynağı olarak gören Jimmy Edgar dünya üzerindeki en yetenekli… more

Emika

Emika Drops The Other
Electronic music world is yet not aware but Emika is the next big thing in… more

Jason Smith

When Ai Was Ten
One of the world's most underground and best electronic music labels, Ai Records is celebrating… more

Phil Kieran

Phil Kieran's "Shh"
One of world's busiest electronic music producers and DJs, Phil Kieran released his debut "Shh"! more

Estroe

Estroe and her "Elemental Assets"
One of the best DJanes around, Estroe proves herself also in the production area with… more

Deniz Kurtel

Deniz Kurtel’in Ses Heykelleri
Uzunca süredir Amerika’da yaşıyor olsa da Türkiye’den çıkan ender kadın elektronik müzik prodüktörlerinden biri, belki… more