“Techno, senin olmasını istediğin şeydir…” cümlesini kendine düstur edinen plak şirketi Intec, Carl Cox ve Dj C1’ın yıllanmış tecrübesi ve kuvvetli ilişkileriyle dünya üzerindeki yeni yetenekleri bünyesinde toplayarak techno’ya farklı bir perspektif ve derinlik kazandırmayı amaçlıyor.

İlk başlarda prodüktör / Dj portfolyosu geniş gözükmese de, C1 veya Carl Cox gibi efsane isimler, bir plak şirketi kurmak ve devam ettirmek için aslında fazla bile.
Dünya üzerinde en çok tanınan Dj’lerden biri olmak şüphesiz insanın önünde uçsuz bucaksız imkanlar sağlasa da bu olanakları doğru kullanıp avantaja çevirebilmek, sürekli ve kalıcı olmanın başlıca gereği. Carl Cox yakın arkadaşı Dj C1’ile 1998 sonlarında Intec Records’a hayat verirken, yeni yetenekleri en az kendileri kadar tecrübeli ve tanınmış birer Dj / prodüktör haline getirmeyi ve onları himayeleri altına alarak yetiştirmeyi amaçlıyorlardı.
2004 yılına geldiğimizde Trevor Rockcliffe, Valentino Kanzyani, Oxia ve Bryan Zents gibi isimleri bünyesinde barındıran Intec Records, bu isimlerin öncülüğünde misyonunu devam ettiriyor.

Yukarda saydığım isimler arasında en yaratıcı olanı ise Bryan Zentz. Müzisyen bir aileden gelmesi ve müzikal kariyerine avaraj rock-hip hop gruplarında muhtelif enstrümanlar çalarak başlaması şüphesiz Zentz’in elektronik müzikle tanışmasını hızlandıran etkenler. Virginia doğumlu Bryan Zentz,  Devo, Kraftwerk, Inner City, Cabaret Voltaire, Skinny Puppy, Eric B & Rakim, Basic Channel, Rob Hood ve Jeff Mills gibi  farklı prensipte bir çok müzisyeni / grubu dinleyerek elektronik müzikle giderek daha fazla içli dışlı olmaya başlıyor ve zamanla bu yöne doğru kayıyor.

Karl Kowalski, John Aquaviva ve Richie Hawtin’in 1992 yılında Kuzey Amerika ve Avrupa House arenasına yeni bir soluk getirmek amacıyla kurduğu ‘Definitive Records’, Bryan Zentz’in ‘Barada’ adı altında ilk 12”liği ‘Glue’nun 1994 yılında yayınlandığı etiket oluyor. Star Wars’daki bir karakterden esinlenerek aldığı ‘Barada’ nick’ine (Cyan, Grudge, Faculty X, Bryan Never gibi) yenilerini ekleyerek, müzikal kariyerine yön veren Zentz, Virgin Canada’nın dikkatini çekerek buradan asıl debut albümü ‘Strategies For A Deeper Design’ı, Definitive Records’dan sonra bu sefer CD formatında yayınlıyor. Zentz, prodüksiyon kabiliyetlerini ve mixing yeteneklerini geliştire dursun, Carl Cox onu yeni kuracağı label Intec bünyesine katmak için planlarını masaya yatırıyor.

Kısa süre sonra ‘Skufftones 1.0’ EP’si Bryan Zentz’in Intec’ten yayınladığı ilk 12”lik oluyor. Ardından gelen ‘Algebra’ EP’si ise Danny Tenaglia, Derrick May ve Slam gibi Dj’lerin dj-case’ine adeta yapışarak tüm dünyadaki binlerce kulüpte defalarca yankılanıyor.

Bryan Zentz’e Avrupa kapılarının açıldğı bu dönemde Zentz, The End, Twilo, Bugged Out ve The Arches gibi önemli kulüplerde muhteşem canlı performanslar ve Dj Setler çıkararak techno camiasını adeta büyülüyor. Canlı performans sergileyen nadir prodüktörlerden olan Zentz, kendine özgü tekniğiyle ‘Profesör’ olarak anılmaya başlıyor. Genel elektronik müzik prodüksiyon tekniklerine sağdık kalmayan Zentz, parçalarını akustik ortamda yazarak daha sonra editing, sampling ve mixing yeteneklerini devreye sokup parçalarına son şeklini veriyor.

2002 yılında “Expect The Unexpected” adı altında bir dünya turnesine çıkan Zentz, artık dünyanın sayılı techno Dj / prodüktörlerinden biri. Kendine özgü tarzı ve ayrık melodik kombinasyonları, Zozan Music, Primate, Tronic, Electrix, Superbra, EXperimental, Clashbackk ve Bush gibi önemli label’lardan yayınladığı kısa çalarlarda açıkça belli oluyor. Dünyanın en büyük Dj booking şirketlerinden birine sahip Carl Cox’a olan güveni ve Intec Records’a olan sevgisi ise onu Intec bünyesinde tutan önemli etkenler.

‘Seven Breaths’ LP’si, Bryan Zentz’i tanımak ve onun müzikal beğenilerini algılayabilmek için oldukça yeterli / gerekli bir albüm. Sadece techno bir albüm olduğunu düşünmek oldukça yanıltıcı, zira albümde house, dub ve hatta hip-hop mevcut. Genellikle techno-house prodüktörlerinin belli dönemlerde yayınladıkları albümlerle kendilerini kanıtlama çabası içine girdiklerini biliriz. ‘Seven Breaths’ albümü ise bu tanımın tamamen dışında kalıyor. Albüm tamamıyla Zentz’in beğenileri, istekleri ve Carl Cox’un süpervizörlüğü doğrultusunda şekillenen başarılı bir uzunçalar. İskeletini, ‘Jumper’, ‘Down a Path’, ‘Gatmetal’, ‘Redfield’ gibi  dubby funky ve uplifting techno-house parçalar oluştursa da, ‘Krooks & Snares’, ‘Bushido Version’, ‘Asphalt’ ve ‘Troublesome Dub’ gibi albüme özel abstrakt hip-hop / dub etkileşimli  prodüksiyonlarla Zentz, müzisyen kimliğini, ‘Dj’ ve ‘Elektronik müzik Prodüktörü’ kimliklerinin çok ötesine taşıyor. ‘Seven Breaths’ oldukça melodik, eklektik ve son dönemin popüler oldskool sound’unu da içeren 4/4 lük bir dans albümü.

Christopher Çolak
11 Nisan 2004
Bu yazı daha önce Clubintro.com'da yayınlanmıştır.