Köklerine doğru: Dzihan & Kamien
İkisinin de geçmişleri ve hayalleri ortaktı, fakat kim ihtimal verirdi ki, Eski Yugoslavyalı Vlado ile Alman İtalyan melezi Mario Viyana'da aynı okula gidecek, sıra arkadaşı olacak, aynı kantinden kahve alacak ve en nihayetinde tanışacak, paylaşacak ve ortak hayallerden doğan güzel müzikler yaratacaktı. Bu sefer farklı bir Dzihan & Kamien var karşımıza. Daha az dijital, daha çok analog. Özlerine dönmüş bir Dzihan &Kamien; "Gran Riserva"!
İkisi de Billie Holliday, Joe Morello dinleyerek büyüdüler. İkisinin de babası caz müzisyeniydi. İkisi de neredeyse tüm orta ve Doğu Avrupa'yı küçük yaşta gezmişti. Ve ikisi de oldukça karmaşık etnik altyapılara sahipti. (Özellikle İsviçre doğumlu, Alman ve İtalyan bir anne babanın eseri Avusturyalı Mario Kamien, sanki geleceğin Avrupa vatandaşının prototipi gibi). Ortak geçmişler ve aile fertleri onları benzer bir seçim yapmaya itti, müzik!. Aynı okula girmeleri her şeyin başlangıcı oldu. Biri (Vlado Dzihan) davul, diğeri (Mario Kamien) kontrbas çalmayı seçti. Tanışmalarına sebep ise belki de içlerinde, yaratıcılık güdülerinin derinlerinde aynı arzular ve olasılıkların filizlenmiş olmasıydı. Derken iş prodüksiyona geldi. Caz gruplarında müzik yapmak bir şeyler ortaya koymak onlara yetmiyordu. Daha fazlasına hangi müzisyen hayır diyebilirdi ki.
İlk göz ağrıları her zaman 60'lı, 70'li yılların caz müziği olmuştu. Ne de olsa çocuklukları ve buluğ çağları bu plakları dinleyerek geçmişti. Ve bu 60'lar, 70'ler etkisi ilerleyen yıllardaki her Dzihan ve Kamien ürününde kendini afişe edecekti. 90'lı yılların başında doğan arkadaşlık, dijital ortamın mucizevi enstrümanları ve olanaklarından herkes gibi çok etkilendi ve yaratılan müzikal yapıtlarda dominant şekilde yer almaya başladı. Bu durum bence Dzihan ve Kamien'in özgeçmişlerine, donanımlarına kendi elleriyle sapladıkları bir hançerdi. Yıllarını, hayatlarını müziğe adamış, küçükken sıkıntıdan patladıkları klasik piyano dersleri almış, babalarının çıktığı turnelerle neredeyse tüm orta ve doğu Avrupa caz duraklarında molalamış, ilerleyen yıllarda babalarıyla aynı grupta çalma fırsatını yakalamış ve ciddi bir müzik eğitimi almış bu ikili gerçekten de müzikal anlamda piyasadaki pek çok prodüktör ve sanatçıdan çok daha donanımlı ve tecrübeliler.
Yaptıkları müzik, kalite ve format olarak bunu her açıdan ortaya koyuyor. "Gran Riserva" ise, bahsettiğim Dzihan & Kamien kalitesinin ve normunun doğal olarak en üst düzey ve son örnegi. Londra, İstanbul, San Remo, Viyana dörtgenindeki müzikal etkileşimlerin, ve leziz gastronomik degüstasyonların etkilerinin kaçınılmaz sonucu,"Gran Riserva". Dzihan ve Kamien, diğerleri gibi klasik ve bir o kadar da popüler nu jazz ya da latin-bossa nova sound'unun peşinden koşmadı. Onlar her zaman daha farklı sentezlerin, ve kendi müzikal fantezilerinin peşinden gittiler, hayallerini hislerini müziklerine, notalara dökmeye niyetlendiler ve bence bunu çok iyi başarıyorlar. Müziklerindeki ve yapıtlarındaki derin etnik etkiler (özellikle doğu-oryantal etkiler) ise kendi etnik yapılarından kaynaklarıyor hiç şüphesiz. Bu tür, birden fazla ülkede, birden fazla kültürü aynı anda yaşayan ve özümseyen sanatçıların daha başarılı ve özgün yapıtlar ortaya koyduğu ve yaratıcılıklarını daha iyi anlayabildikleri dünyaca kabul görmüş bir gerçek. Bu tip sanatçıların yeni kültürlere, yeni şeylere olan açlığı ise ancak bir T-Rex'in etoburluğu ile açıklanabilir.
Dzihan ve Kamien Viyanadaki Türklerden hep İstanbul'u dinlediler. Özlemlerine anılarına ortak oldular. Bu durum onlar için iyi oldu. Neden derseniz açlıkları o kadar arttı ki, birden kendilerini Avrupa'nın en kozmopolit şehri İstanbul'da boğaz havası alırken, İstiklal Caddesi'nde, kapalı çarşıda gezerken buldular. Çok etkilendiler buradan. İstanbul onları aldı götürdü desek yalan değil. Doğunun ihtişamı, İstanbul'un sihriyle birleşince ve İstanbul'un o nemli, tarih kokan havasını bir kere içlerine çektikten sonra bir daha asla eskisi gibi olamadı ne Dzihan, ne Kamien. İstanbul, ve İstanbul'un her rengi, ürettikleri her şeye yansıdı doğal olarak. Müzik endüstrisine armağan ettikleri ilk 45'likler "Mc Sultan" ismiyle hayat buldu. İlk albümleri "Super Ethno Astronout" perkusif anlamda oldukça oryantal tınılar, sololar içeriyordu. Özellikle "Das Bauch" şarkısı bizim gibi müzik severlerin gönlünü çabuk fethetti. Kısa bir aradan sonra 1998'de Vlado ve Mario, kendilerine Mc Sultan değil "Dzihan & Kamien" ismini daha uygun buldu. "Cihan" olarak okunan Dzihan'ın soyadı bu oryantalliği biraz olsun hissettiriyor diye düşündüler belki de.
Dzihan & Kamien kendi plak şirketleri olan "Couch"u aynı yıl Viyana'da hayata geçirdi. İkinci albüm "Freaks and Icons" içerdiği parçalar itibariyle yine yoğun doğu-oryantal etkileşimliydi. Bir çok şarkının temeli yine İstanbul Viyana hattında atılmıştı. Bir çok müzikal etkileşim yardımlaşma ve bilgi alışverişi gerçekleşmişti. Sonuç; "Freaks & Icons"daki şarkılar tüm dünyadaki 70'den fazla toplamada yer aldı. "Refreaked" isimli, Atjazz, Mathew Herbert, Fauna Flash gibi prodüktörlerin remixlerini içeren albüm aynı yıl yayınlandı. Dzihan & Kamien'in Plakları o kadar çok çalındı ki, şarkılardaki melodiler neredeyse ezberlendi, benimsendi.
Bu süreçte, yüksek motivasyon ve ilham perilerinin saldırısına uğramış vaziyetteyken bir şey hissettiler, bir eksikleri vardı. Fakat bu hiç de küçümsenecek bir eksik değildi. Özellikle iki caz sanatçısı için! Eksiklerini bulmakta fazla gecikmediler. Şu ana kadar hep fazla dijitaldiler. Dijital olanaklara ve sanal mucizelere kendilerini fena kaptırmışlardı. Altyapılarına ve geçmişlerine yaptıkları bu ihaneti fark ettiklerinde ise zaten "Gran Riserva" mental olarak yolu yarılamıştı, gelişi müjdeleniyordu.
Albümü elime aldığımda ilk dikkatimi çeken kapak oldu tabiiki. İki ilginç tip kulaklıkları takmış, pikapların başında. Meğersem bu iki yaşlı adam, Dzihan ve Kamien'in çok sevgili babalarıymış! Ben bu kapakla Dzihan ve Kamien'in, eski göz ağrıları dijital mucizelerle aralarının bundan sonra çok iyi olmayacağının vurgulandığını sanmıştım, oysa vurgulanmak istenen Dzihan & Kamien'in babalarına duydukları sevgi, minnettarlık ve dinlettikleri güzel caz plakları için ettikleri bir teşekkürden ibaret olsa gerek.
Albümdeki genel ambians sizi albümün "Couch"tan değilde sanki "Verve"den ve ya "Blue Note"tan yayınlanmış gibi düşünmeye itiyor. Tabii ki işin aslı öyle değil fakat bu olay bence albümün kalitesinin, albüm genelindeki ilerici ve kalite avcısı anlayışın bir yansıması. Albümün tadı çok güzel! Dzihan ve Kamien İtalya'nın Toskana bölgesinde fazla kalmışlar anlaşılan. Orada çok yemek yemişler çok şarap içmişler ve yaptıkları parçalar da bu yemekler ve şaraplar kadar güzel olmuş. Dönüşte de yanlarında başarılı vurmalı çalgılar ustası Sammy Figueroa'yı getirmeyi ihmal etmemişler. Sammy Figueroa'nın Miles Davis'in eski bir öğrencisi olduğunu ve Herbie Hancock, Pat Metheny, Eric Clapton gibi markalarla çalıştığını da not düşelim. Albümde Figueroa'dan başka yakından tanıdığımız bir başka virtüöz Mısırlı Ahmet, baştan çıkarıcı sololarıyla albümdeki oryantal havayı pekiştirmiş. Daniela Mueller "Basmati" şarkısındaki vokalleriyle insanı iyiden iyiye etkiliyor , General Santana "Sliding"te şahane dub'lıyor ve Ma Dita "Drophere" de sizi fena sarsıyor. Dediğim gibi, albümün tadı çok güzel! Kaçırmayın derim.
Christopher Çolak 07 Şubat 2003 Bu yazı daha önce İKSV'nin projesi olan İstanbuldostları.org'da yayınlanmıştır.
|
Albums
Trevor Jackson pres. Metal Dance
StrutMetal Dance gives you direct 'dark machine funk' from Trevor Jackson.
more
V/A Systematic Colours Vol.3
Phonique mixes the new Colours serie which is one of the best way to hear…
more
V/A - Berghain 05: Marcel Fengler
Ostgut TonträgerBerghain mix series continues with the fifth installment from the resident Marcel Fengler.
more
V/A - Hamburg Elektronisch Vol. 01
HafendiskoGermany's second biggest city may be the first when it comes to house music.
more
ADA – Meine Zarten Pfoten
PampaMichaela Dippel aka ADA,
more
Heidi Presents The Jackathon
Get PhysicalHeidi aslında Kanadalı.
more
Machinedrum - Room(s)
Planet Mu2000’li yılların en önemli electronica etiketlerinden biri olan Merck sayesinde tanıştığım
more
John Tejada - Parabolas
KompaktAslında yayımlanmasına daha çok var (20 Haziran)
more
Tolga Fidan - We're Strangers Now
VakantTolga Fidan'ın uzun zamandır geciken debüt'sünü beklerken gelen bu mini LP'ye söylenecek tek söz;
more
V/A - Body Language Vol. 10 mixed by M.A.N.D.Y.
Get PhysicalGet Physical'ın artık efsaneleşen 'Body Language' mix serisi,
more
2562 - Fever
When In DoubtDubstep’in bir adım ötesinde işler çıkaran Dave Huismans aka 2562,
more
Murcof – La Sangre Iluminada
InFinéIvan Duenas’ın Jose Carlos Becerra’nın şiirlerinden esinlenerek çektiği
more
Tommy Four Seven - Primate
CLRTechno müziğin Avrupa’daki önlenemez yükselişi, ardı ardına yayımlanan albümlerle devam ediyor.
more
Kaval - Sky Of Mirrors
Das DrehmomentBerlin’den çıkan en ilginç plak şirketlerinden biri olan Das Drehmoment Records, 3 yıl aradan sonra…
more
Tim Hecker - Ravedeath, 1972
KrankyAmbient-noise meraklılarının yıllardır iştahla takip ettiği Tim Hecker’in yeni başyapıtı.
more
Various - Beach Disco Sessions Vol.1
NangNang's Disco Sessions was tis summers best nudisco compilation.
more
Various - Total 11
KompaktIt has now been more than a decade and we are talking about two digit…
more
Various - Simply Devotion - Cassy in the Mix
CocoonI have told you 2009 have been the year of the female producers and DJs…
more
Build An Ark - Love Part 1
Kindred SpiritsBuild An Ark returns with a richer and broader musical superiority.
more
DGP - BUttFUnkula & The Remixes From Earth
DetelefunkThe weirdest Detroit guys, Detroit Grand Pubahs get remixed by a bunch of top notch.
more
|